31 Mart 2016 Perşembe

Senli - Kitap Yorumu



ARKA KAPAK

Bu defter, beraber yaşadığımız her şeyin anısına övgüyle yazılmış, hatırlanmaya değer her şeyi içeriyor. Hayır, bu bir günlük değil, bu senli bir anılar geçidi olacak. Senin ve Benim... Karan ve Bahar'ın... Sevgin içimde büyüyen bir çığı anımsatsa da, o çığın üstüme devrilip sonumu getireceğini adım gibi bilsem de yine de yanında olduğum için, varlığını hissedebildiğim için hep binlerce kez şükrettim. Seni sevmek daha değerliydi, kendimden daha çok…
(Tanıtım Bülteninden)




YORUM



Acı asla hissettirmeyecek ama sen benim favori yaramsın" 




Selamlar :) Bugün sizlerle kafamı allak bullak edip ,bütün gece boyunca beni melankolik havaya sokan kitabın yorumuyla sizlerleyim.
Senli'yi 1,5 saat gibi kısa bir zaman diliminde bitirdim.Ancak ilk okuduğumda aklımda o kadar çok soru işareti kaldı ki elime alıp tekrar okudum. 
2. okuyuşumda kitap ,  soru işaretlerinden çok bolca gözyaşı , üzüntü ve sinir getirdi bana. 
Bu okuyuşumda bir şeyleri kendime yediremeyip , saldırma ve sinir kusma evresi geçirdim ki bi evre @eylulunkitapligi na patladı. Gece boyunca  Neden böyle oldu ? Neden sevmedi ? NEDEN ? Neden ? ... diyerek kendimi yedim durdum  Ve yine bir takım sorularıma cevap alamadigim için sabaha karşı kitabı elime alıp 3. kez okudum. Bu kez bitirdiğimde yüzümde hüzünlü bir gulumsemeyle kitabı götürüp yerine koydum .

Senli , üniversite öğrencisi Bahar'ın sevgilisi Karan'a yazdığı anılardan oluşuyor.Kitap boyunca Bahar'ın Karan'a olan takıntılı aşkını ( bana göre en saygıyı hak eden ) ve Karan'ın onu sevmeyisine rağmen yanında tutma çabasını okuyoruz.

Kitap sizi elinize alıp okumaya başladığınız an itibariyle depresif bir havaya sokup ,bütün duygularınızı tarumar ediyor.Bahar 'la ağlayıp , Bahar 'la sevip , Bahar'la gülüyorsunuz. BAHAR'ın Karan'ı düzeltme çabalarını ,Karan'ın o küçücük kızı her kirdiginda verdiği hasar size bir şekilde ulasiyor. 
Merve Akıncı'nın daha önce Şahmelek adlı kitabını okumuştum ve  açıkca söyleyeyim pek fazla etkilememişti. Senli'yi ise bir arkadaşım hediye edince bir şans vermek istedim .Ve iyi ki de vermişim çünkü Senli kat kat kat Şahmelek 'in  üstünde bir kitap . Merve Akıncı kalemini gerçekten çok geliştirmiş .
Kitaptaki cümlelerin tamamı bence ince ince dusunulmus , her bir duygu tek tek işlenmiş . 
Yoğun duygu patlamalariyla , sinirlerle ,ağlama krizleriyle bu güzelim kitabı bitirdim ve kitaplığımın bir köşesine arada elime alıp okumak için koydum  Senli'yi.Sanırım karakterinin aşkına saygı duyduğum ilk kitap oldu.

Puanım: 4/5

27 Mart 2016 Pazar

Gün Işıgım - Kitap Yorumu & Alıntılar ( Bright Side #1 )



KÜNYE

Kitap Adı : Gün Işığım 

Yazar: Kim Holden

Çevirmen: Mehtap Var

Yayınevi : Aspendos Yayıncılık


Sayfa Sayısı: 496



ARKA KAPAK 

Hayat bir gökkuşağı olsa, Gün Işığım gökkuşağının sekizinci rengi olurdu. En yakın arkadaşı Gus'ın, Kate Sedgwick'e Gün Işığım demesinin bir sebebi vardı. Sıra dışı bir hayat süren Kate, her şeyin mutlu ve pozitif yanlarını görmekle kalmıyor, aynı zamanda hayatı tüm ruhuyla yaşıyordu.

Kate üniversite eğitimi için Grant'e yerleşerek her şeyi, herkesi geride bırakır. Ancak hayatta asla kopamayacağınız insanlar vardır. Tüm hissettiğiniz, gördüğünüz, istediğiniz onlardır artık. Kate, yeni taşındığı şehrin ona hazırladığı sürprizlerden habersiz; tüm benliğini saran sonsuz sevgiyle dalgalara göğüs germeye hazırdır. Kendini bir anda fırtınanın ortasında bulsa bile… Herkesin hayatında anlatamadığı hikâyeleri ve sırları var. Herkesin hayatında, "Sen aslında bensin," dediği özel biri var. 
(Tanıtım Bülteninden)






YORUM



" Hayat bir gökkuşağı olsa , Gün Işığım gökkuşağının sekizinci rengi olurdu." 



Selamlar . Bugün , beni ilk defa çılgınlar gibi , hunharca , çığlık çığlığa ağlatan  kitabın yorumuyla sizlerleyim.Böğüre Böğüre  ağladım. Cidden beni görseydiniz arkanıza bakmadan kaçardınız.O dereceydi :)


Kitabımız ; Kahramanımız Kate Sedgwick 'in Grant'e yerleşerek hayatında ki her şeyi herkesi geride bırakmasıyla başlıyor. Gus hariç tabi.
Gus Kate 'in en yakın arkadaşı ve Kate 'a Gün Işığım diyor çünkü Kate Sedgwick dünyada görüp görebileceğiniz en pozitif en hayat dolu insan.
Kate yeni taşındığı şehirde mutlu olmaya çalışırken bir takım sorunlar çıksada bunlara göğüs germeye , sevgiyle yenmeye hazır.


Öncelikle konu anlatımında pek uzman birisi değilim çünkü spoiler verme ve yeme korkum var ki bu kitap spoilerla dolu bir kitap. Bu yüzden birazcık arka kapaktan yardım aldım :) 



Kitaba hiçbir beklentiyle başlamadım. Kapağına bakıp , klasik Genç Yetişkin kitaplarından biri olduğunu düşündüm .
Kitabı bitirdiğimde ise bir kaç dakika soluklanıp kitaptan özür diledim. Böyle bir düşünceyi kesinlikle haketmiyor çünkü :D

Kitaba başladığınız andan itibaren Kate 'in pozitifligine , yaşam sevince hayran kalıyorsunuz . O kadar hayat dolu , onkadar neşeli ki bir yerden sonra onu  etrafınızda görme arzusuyla etrafiniza göz gezdirme ihtiyacı duyuyorsunuz.
Kızın neşesi sevinci bulaşıcı . Az daha gökkuşağı kusacaktım :) 
Ama her şey bu kadar yolunda gidemez diyorsunuz bir yerden sonra çünkü Kate Sedgwick onlarca hayatı düzeltip herkesin mutlu olmasını sağladı. 
Kitabı beş dakika kapatıp düşünüyorsunuz .. Bu kitap bir hayat düzeltme her şeyi yerine koyma hikayesi değil   . Bu kitabın sihri bu değil. En başından hissediyorsunuz. Bela geliyorum diyor.
Ancak sadece okuyorsunuz maalesef kitaba müdahale etme hakkınız yok. Sanırım olsa bile Kate buna izin vermezdi. :)


Kitabın efsane bir ana karakteri var. Daha önce okumadım onun gibisini.Onu masum düşüncelerini , saflığını okurken Kate'in bu dünyadan biri olmasını istedim.Ancak böyle karakterler bence sadece kitaplarda olmalı . Zarar görmelerini istemeyiz değil mi ? :)


Kitapta bir diğer ilgimi çeken karakter ise Gus :') Keller bence hazıra kondu. En başından olması gereken şey olmadı . Tek hayal kırıklığım buydu sanırım.Gus dünyanın en vefakar en iyi arkadaşı. Onun hikayesini acayip merak ediyorum.. Çünkü düşünsenize adam Rock Yıldızı ama annesinin dibinden ayrılmayıp , en yakın arkadaşına "Gün Işığım " diye sesleniyor. Hayran olmak elde değil. Gus 'un o güzelim sevgisine aşık oluyorsunuz.

Bence bu kitabı diğer kitaplardan ayıran en önemli özellik karakterlerin aşırı güçlü olup , hayattan zevk almaları. Bencilde değiller , sadece kendi mutluluklarını düşünüp etrafı görmezden gelmiyor onlara pusula olmaya çalışıyorlar .
Entrika yok , aşağılık arkadaşlar yok . Onların dünyası karanlık değil pespembe :D

Gerçekten bu dünyanın Kate Sedgwick 'e ve Gus 'a ihtiyacı var . Bencil bir insan olup , bu kitabı kendime sağlamayacağım. Benden kitap önerisi isteyen herkese bu kitabı bütün kalbimle öneriyorum. Her kelimesinde, her sayfasında insanın içini mutlulukla dolduran insanları okumaya ihtiyacımız var. 

Okuyun /Okutun



Puanım :5/5






ALINTILAR 





Bazı insanların lükse düşkün olduklarını biliyorum , herkes nasıl istiyorsa öyle yaşasın ; ama bence abartılıyor.Lüks , bana sadeliği özletiyor. Süslü püslü ve pahalı eşyalar birçok şeyi saklar ; fakat sadelik herkes her şeyi açık açık görebilsin diye gün yüzüne çıkarır.


&&&



" Pişman mısın ? "  diye utangaç bir tavırla sessizce soruyor.

Derin bir nefes verip üzerimdeki gerginliği atıyorum. " Gerçekten bunu bana sorabiliyor musun ? Gus , beni  tanıyorsun.Benim felsefem genelde şudur: Asla pişman olma . Pişmanlık sadece üzüntü ve öfke getirir, bunu kaldırabilecek gücüm yok. 


&&&


" Çünkü sen benim arkadaşım ,ailem , geçmişimsin...Sen , aslında bensin ." 


&&&


" Dinle , Gün Işığım , sen çok özel birisin. Seninle gerçekten ilişki kurmak isteyen , sana çiçek alan , güzel sözler söyleyen insanlarla birlikte olmasın . Dünyada sonsuz sevebilme kapasitesine sahip ve aynı şekilde sevilmeyi hak eden biri varsa  , o da sensin ."

&&&

" Bir kitaba başlayıp bir kaç bölüm okuduktan sonra kitabın sana göre olmadığını anlamak farklı bir şey . Ama yarısına geldikten sonra , geri dönüş yok . Bitirmek zorundasın."




26 Mart 2016 Cumartesi

Anlaşma - Kitap Yorumu ( OF CAMPUSS#1 )



KÜNYE

KİTAP ADI : ANLAŞMA 

YAZAR : ELLE KENNEDY

ÇEVIRMEN : HANİFE ALBAYRAK

TÜR : YENİ YETİŞKİN

SAYFA SAYISI : 448


ARKA KAPAK 


2015 Goodreads En İyi 5 Romans Kitabından Biri Okulun kötü çocuğuyla anlaşmak üzereydi ve işler fena halde karışacaktı...

Hannah Wells onu baştan çıkaracak birini sonunda bulmuştu. Hayatındaki diğer her şey konusunda son derece kendisine güvenmesine rağmen, konu seks ve arzulara geldiğinde boş çuvaldan farkı yoktu. Hoşlandığı adamın dikkatini çekmek için sinir bozucu, çocuksu ve kendini beğenmiş hokey takımı kaptanına özel ders verip onunla çıkıyormuş gibi davranmak zorunda kalsa da, bunu yapmaya kararlıydı.

Garrett Graham'ın tek istediği mezun olduktan sonra profesyonel hokey oyuncusu olmaktı, ancak düşen ortalaması, uğruna çalıştığı her şeyi tehdit ediyordu. Eğer alaycı bir esmer güzelinin başka bir adamı kıskandırmasına yardım etmek takımdaki pozisyonunu garanti altına alacaksa buna katlanırdı. Fakat beklenmedik bir öpücük her ikisini de daha önce yaşamadıkları bir arzu yolculuğuna sürüklediğinde, Garrett numara yapmanın hiçbir işe yaramayacağını anlamıştı. Şimdi sadece Hannah'yı aradığı adamın kendisine çok benzediğine ikna etmeliydi.

"Elle, yeni yetişkin türünün duygularını, romantikliğini ve dizginlenmemiş seksiliğini ustaca yakalıyor! Garrett için çıldıracaksınız!
-Alice Clayton, New York Times çoksatan romanı Duvarların Dili Olsa'nın yazarı-

"Elle Kenedy daha ilk cümleyle insanı yakalıyor! Hem ateşli hem de kalbinizi burkan cinsten bir roman olan Anlaşma kesinlikle harika!
-Katy Evans, New York Times çoksatan yazarı-

"Okuduğum en iyi üniversite temalı aşk kitabıydı… Güldüm, kendimden geçtim, kitabı elimden bıramadım. Şiddetle öneriyorum!" 
-Aestas Book Blog-







YORUM

Selamlar :) Uzunnn bir aradan sonra sonunda kitap yorumuyla sizlerleyim :)
Üst üste farklı kitaplara başlayınca Rs kaçınılmazdı tabiki . Kendime gelene kadar neler çektim bir bilseniz :) Bir daha aynı anda birden fazla kitap okumayacagim ... İşte aç gözlülüğün zararları:)

Herneyse , dönüşümün beni kahkahalara boğan aynı zamanda bitirdiğimde yüzümde şapşal bir  gülümseme bırakan kitabin yorumuyla olmasını istedim.
Kitabımızın konusuna kısaca değinirsek ; Üniversite de Hokey kaptanı olan Garret Graham'ın bir ders yüzünden ortalaması düşüyor ve eğer dersi kurtaramazsa hokey oynaması tehlikeye giriyor ki "Hokey" Garret Graham için hayatının temel amacı. Garret ,bu soruna bir çözüm bulabilmek için sınavdan yüksek alan Hannah Wells'e özel ders verebilmesi için istekte bulunuyor . Ve kitabımız resmi olarak başlıyor.






Başta da söylediğim gibi Anlaşma her sayfasında kahkahalara boğularak okuduğum , yer yer  hüzünlenip yer yer Garret 'ın  şapşallıklarına aşık olduğum bir kitap oldu. 
Kitabı diğer genç yetişkin (yeni yetişkin ) kitaplarından ayıran en önemli özellik karakterlerimizin gayet zeki , aklı başında ve ayaklari yere basan sağlam karakterler olması. 
Biliyorsunuz genç yetişkin türünün en temel özelliği sala bir kız ve kötü çocuk klişelerini barındıran kitaplar olması . Ama Anlaşma 'da kızımız her ne kadar sonlara doğru gerizekalılaşsa da sonlara doğru iyi toparlayıp geçmişini gayet sağlıklı bir şekilde atlatmış güçlü bir kız .
Veeee en  sevdiğim erkek karakterler arasına feci bir şekilde bir giriş yapan Garret Graham , kötü çocukları zekası , uslu duruşu (!) :D , ve şapşallığıyla  resmen tekmeleyip gönderdi :) 

Yaşasın ! Aklı başında ,gerizekalı olmayan ana karakterler :) 
Çok çok severek okudum :) Okurken eğlendim , güldüm , yer yer kahkahalara boğuldum :D

Umarım 2. Kitap ( Logan'ın hikayesi ?) de güzel olur . Merakla bekliyorum .

Puanım : 4/5


Alıntı 


 "Sırf meraktan soruyorum," dedi. "Sabahları uyandıktan sonra kendini ayna karşısında bir iki saat izliyor musun?" "İki," diye cevapladım neşeli bir şekilde. "Kendine beşlik falan çakıyor musun ?" "Elbette hayır ," diyerek sırıttım. " Her bir pazımı öptükten sonra tavana doğru tutup yukarıdaki büyük adama böylesine mükemmel bir erkek örneği yarattığı için teşekkür ediyorum ." 


11 Mart 2016 Cuma

Entrikacılar ( Rakibeler #1) - Kitap Yorumu



ARKA KAPAK

Versailles karmakarışık! Versailles aklını kaçırmış!

Saray'a yeni gelen, "Kızıl" adıyla tanınan ve hakkında hiçbir şey bilinmeyen bir kızıl saçlı, tozu dumana kattı. Ünlü terzi Claude de Chinelle'in koruması altına giren bu güzeller güzeli kız, terzinin en sevdiği modeli ve esin perisi oldu. Kızıl herkesi kışkırttı! Kıskançlıktan çatlayanların, rekabet etmek için tutuşanların gözleri üzerinde. Ne ondan nefret eden Saraylı güzel Élise de la Valle ne de ona âşık olan karizmatik şövalye Philippe de Saint-Agrève, Kızıl'ın özenle sakladığı sırrını öğrenmeyi başarabildi.

Versailles Sarayı'nda dönen dolaplara tanık olmaya hazır mısınız? Gizli odalarda yaşanan dudak uçuklatıcı olaylar sizleri bekliyor. Güneş Kral'ın sarayının heyecan verici, haylaz ve kesinlikle ateşli entrikaları, daha önce okuduklarınızın hiçbirine benzemiyor!
(Tanıtım Bülteninden)




YORUM




Merhabalar :) Bugün  @hayaliokurlar tur kapsamında okuduğumuz ENTRİKACILAR yorumuyla  sizlerleyim. Yorumlayacağım bir sürü kitap var ama bu aralar kafayı Watpadd e taktığım için bir turlu fırsatım olmuyor maalesef :D


Kitabımız Rönesans Döneminde , Entrikalarla dolu bir sarayda geçiyor. Sarayda herkes hinlik peşinde :D
Herneyse , birgüm saraya Kızıl isminde bir kız geliyor ve sarayimiz Kızıl'ın güzelliğiyle altüst oluyor. Dedikodular , benzetmeler ,sırlar hak getire tabi :D

Kızıl 'ın bir sırrı var ve kitabimızın bir diğer kahramanı Elise , Kızıl 'ın sırlarını çözmeye bir yandan rekabetiyle asıl olaylar başlıyor.

Kitabı sevip sevmeme konusunda çok kararsızım . Bir yanım sevdi , bir yanim sevmedi.
İlk kitap olduğu için olayların içine çekilemiyorsunuz.Bir sır yumağı kitap baştan söyleyeyim sırların bir çoğunu öğrenemiyorsunuz  ve bu sizi sinir ediyor.İlk 100 sayfa , kimin kim olduğuna  , karakterlerin isimlerine bir turlu odaklanamıyorsunuz . Bir de araya eklenmiş anı tarzında yazılar var ki bu yazılar aklinizi daha çok karıştırıyor. 
Kitabı bitirdiğimde "EE noldu şimdi yaaa ! " dedim ben :) 
Kitabımız kısacık 200 sayfalık bir kitap ve kolayca okutuyor kendini ama ben bu dediğim durumlardan adapte olma sorunu yaşadım ve bir sure odaklanamadim. 

Kısaca Entrikacılar , özellikle tarihi aşk sevenlerin , entrikalara hayran olanların okuması gereken bir kitap.

Puanım ; 3/5

6 Mart 2016 Pazar

Kırmızı Pazartesi - Kitap Yorumu




ARKA KAPAK


Kolombiyalı büyük yazar Gabriel García Márquez'in 1981'de yayımlanan yedinci romanı Kırmızı Pazartesi, işleneceğini herkesin bildiği, engel olmak için kimsenin bir şey yapmadığı bir namus cinayetinin öyküsü. Hem Kolombiya'da, hem de yayımlandığı dünyanın dört bir yanındaki pek çok ülkede sarsıcı etkileri olmuş bir roman. Usta yazar, çocukluğunu geçirdiği kasabada yıllar önce yaşanmış bir cinayet olayını aktarıyor. Romanın kahramanı Santiago Nasar'ın öldürüleceği daha ilk satırlardan belli. Kırmızı Pazartesi, yalnızca bir cinayetin arka planını değil, bir halkın ortak davranış biçimlerinin potresini de çiziyor. Böylece, sonuna dek ilgiyle okuyacağınız bu kısa ve ölümsüz roman, bir toplumsal ruhçözümü niteliği de kazanmış oluyor.







YORUM



Herkese Merhaba :) Bu gün sizlerle kısa zamanda okunan ama etkisi tam tersine büyük olan kitabın yorumuyla sizlerleyim.

Kırmızı Pazartesi , Gabriel Garcia Marquez 'in okuduğum ilk kitabıydı ve aşırı sevdim diyebilirim.
Bir kitap düşünün ; Bir cinayet kitabı. Öldürülen kişi belli ... Katil belli... Her şey ortada. Öldürülme nedeni bile belli. Cinayetin gördüğümüz kısmı değil anlatılan hikaye , en en en arka kısmı ...

Kitaba  şu cümleyle başlıyorsunuz ; Santiago Nasar , öldürüldüğü gün , piskoposun geldiği vapuru beklemek için sabah saat beş bucukta kalkmıştı.

Ve kitabı şu cümleyle bitiriyorsunuz ki beni en çok etkileyen , kitaba bu kadar değer vermemi sağlayan sey bu cümle oldu ;

"Beni Öldürdüler ! "

Bu cümle o kadar duygu barındırıyor ki ..
Beni katiller öldürmedi , siz oldurdunuz. Engel olmadiniz. Beni oldurduler.Cümle resmen çığlık çığlığa bağırıyor. :(


Kitabın normal cinayet hikâyelerinden farklı olmasının nedeni ; Santiago Nazar ' dan başka herkesin onun öldürüleceğini bilmesi. Toplum , ' töre ' denilen kavramla o kadar zehirlenmiş , o kadar umursamazlaşmış ki bu cinayete engel olamıyor. 3 maymunu oynuyor. 

Kitabı okuduğum süre boyunca " ne olur biri engellesin , artık ona dikkatli olmasını söylesin." deyip durdum ama daha ilk sayfadan cinayetin  vahşice işleneceği belliydi.


Kırmızı Pazartesi , toplumun duygusuzlasmasi , namus koruması altında daha suçu kesin olarak belirlenmemiş bir insanın vahşice katledilmesini konu alıyor.

"Yargısız infaz " denilen kavram sanirim Kırmızı Pazartesi 'nde sonra ortaya çıkmış :D


Öneririm , Okuyun 

Puanım ; 4/5 

3 Mart 2016 Perşembe

Her Gün - Kitap Yorumu (Every Day #1)



ARKA KAPAK



Her gün farklı bedende. Her gün farklı hayatta. Her gün aynı kıza âşık.

Uyandım. Anında kim olduğumu anlamam gerekti. Mesele sadece bedenim de değil… gözlerimi açtığımda kolumun renginin açık mı koyu mu olduğu, saçımın uzun mu kısa mı olduğu, şişman mı zayıf mı olduğum, kız mı erkek mi olduğum, yara bere içinde mi yoksa pürüzsüz mü olduğum… Her sabah farklı bir bedende uyanıyorsanız, vücut en kolay alışılan şey. Kavraması güç olabilen ise bedenin önceden yaşamış olduğu hayat. Her gün başka biriyim. Ben, kendimim; kendim olduğumu biliyorum ama ayrıca başka biriyim de. Hep böyle olageldi.

"Yepyeni, eşsiz, komik ve canınızı acıtacak kadar dürüst. Levithan, insanın kendisi gibi hissedememesi ve nereye ait olduğunu bilememesine dair ikilemi müthiş bir şekilde kaleme almış. Bu kitabı okumakla kalmadım, âdeta içime çektim."
-Jodi Picoult, #1 New York Times çoksatan yazarı-

"Levithan, okuyucuları ele geçirecek, karşı konulmaz bir eser yaratmış… Her Gün, bir üslup denemesi ve hayal gücü deneyi…"
-Booklist-

A'nın arkadaşı yok. Ebeveyni yok. Ailesi yok. Mülkü yok. Evi bile yok. Çünkü her gün başka birinin bedeninde uyanıyor. Her sabah farklı bir yatak. Farklı bir oda. Farklı bir ev. Farklı bir hayat.

Rhiannon'la tanıştığı anda ona âşık olan A için, gece çöktüğünde her şey sona ermiştir. Çünkü hiçbir zaman bir insanın bedenine ikinci kez girememektedir. Ancak A, genç kızı aklından çıkaramayınca ve Rhiannon onun yaşama sebebi haline gelince her gün, farklı hayatlar yaşamış farklı bedenlerde ona geri dönmeye çalışacaktır. Bir de onu aşkına inandırmaya…

-New York Times çoksatanı
-School Library Journal, 2012'nin En İyi Gençlik Kitabı
-Kirkus Reviews, 2012'nin En İyi Gençlik Kitabı
-Booklist, 2012'nin En İyi Gençlik Kitabı
-Amazon, 2012'nin En İyi Kitabı
-Barnes & Noble, 2012'nin En İyi Kitabı
-2012 Cybils Genç Blogger'ların Edebiyat Ödülü Finalisti
-YALSA, 2013'ün En İyi Gençlik Kitapları Seçkisi
-Amerikan Kütüphaneler Birliği, 2013'ün En İyi Gençlik Kitabı
-2013 Lambda Edebiyat Ödülü Finalisti


"Yılın en yaratıcı gençlik romanlarından biri." 
-OUT Magazine-

"İçinden zekâ taşıyor. Levithan sadece ustaca şaşırtmacalarla değil; A'nın zorluklarla edindiği yalnızlık, kimlik ve sevgiye dair bilgeliklerle de elinden bırakamayacağınız bir roman kaleme almış. 'Sadece bir günlüğüne dahi olsa ben değil de sen olmak nasıl olurdu?' sorusunu cevaplayarak bir zorbaya bile empati öğretmesi mümkün." 
-Entertainment Weekly-

"Levithan'ın bilinçli, analitik üslubu, kurguyla bire bir örtüşüyor. Aşk, özlem ve insan doğasına dair derin düşünceleri A'nın yolculuğunda vücut buluyor. Okuyucular, yazarın şiirsel kelime oyunları ve ahenkli üslubuyla tazelenecekler. İnsanı büyüleyen, düşüncelere sevk eden ve sevginin fiziksel görünüşü ve cinsiyeti aştığını hatırlatan bir kitap." 
-Kirkus Reviews-

"Eşsiz olduğu kadar çekici bir roman… Gençler, A'nın ziyaret ettiği bedenler ve karşılaştığı ikilemlere dair düşüncelerini merakla okuyacaklar. Levithan aile içi dinamikleri, ilişkileri, önyargıları ve cinselliği cesurca ele almış." 
-VOYA-

"Levithan'ın empati yeteneğini gözler önüne serdiği gibi, mutluluk ve gerçek aşka dair iyimserlik dolu kısımlar keyifle okunuyor." 
-New York Times Book Review-

"Komik ve aşkın ta kendisi gibi… ihtişamlı bir kitap." 
-Los Angeles Times-

"Levithan bir edebiyat dehası. Üslubu müthiş… gerçekten kusursuz. A'nın sürekli değişen bir dünyada aşkı sonsuz kılma yolculuğuna herkes tanık olmalı." 
-Romantic Times-

"Öykünün her adımı okurlara gerçek gelecek ve güçlü duygular hissettirecek. Özellikle de aşkın doğasına dair konuşturacağı kesin..." 
-School Library Journal-

"Levithan okuyucuları ele geçirecek, karşı konulamaz bir eser yaratmış… Her Gün, bir üslup denemesi, hayal gücü deneyi ve okurların başka birinin, tam olarak A'nın hayatını ziyaret etmeleri için kaçırılmaması gereken bir fırsat." -Booklist-

"Yüreğinizi burkacak en harika aşk hikâyesi; yüreğinizi burkacak (ve iyileştirecek) en muhteşem hayat hikâyesi." -Lauren Myracle, New York Times çoksatan yazarı-

"Bir yuvaya ve sevgiye ki ikisi de aynı şeydir asla erişemeden, her gün başka biri olan, sonsuza dek bir kısır döngüye hapsolmuş 'A' da Uçan Hollandalı ve diğer lanetlenmiş gezginler arasında yerini alıyor. Bir avarenin gezi günlüğü gibi başlayan bu sürükleyici kitap, uzanıp empatiye kollarını doluyor ve felsefeyle çınlayan bir romana dönüşüyor." 
-Virginia Euwer Wolff, National Book Award ödüllü yazar-

"Levithan'ın sıradışı hikâyesi, gençleri, ruhun özünün değişmezliğini düşünmeye sevk edecek. A, on altı yıl boyunca ziyaret ettiği binlerce yaşamdan edindiği bilgelikle inanç, aşk, rüyalar ve ölümden bahsediyor ve insanların birbirinden aslında hiç de farklı olmadığını bizzat kanıtlıyor." 
-Shelf Awareness-
(Tanıtım Bülteninden)






YORUM

Merhaba :) Hayatımda hem aşık olunası hem de nefret edilesi kitabın yorumuyla sizlerleyim :)
Dün sadece birkac sayfa okuyup , kafamı dağıtmak istemiştim.Amacım gerçekten 10 sayfa okumaktı ciddiyim. Bir baktım bitmiş. Bittiğinde sağ olsun bana öyle bir duygu patlaması yaşattı ki sabaha kadar kendi Kendime senaryolar kurup durdum. O sonu kendi kafamda defalarca değiştirdim yeniden yazdım. Ama hiçbiri tabi ki de kitaba yakışmadı. 

Kitabımızın kahramanı A , her gün farklı bir bedende uyanan , kendine ait bedeni olmayan biri. 
Bir gün Justin adında bir bedenin içine giriyor ve Rhiannon adında, bedenin kız arkadaşıyla tanışıyor ve kitabımız A'nın Rhiannon'a aşık olmasıyla başlıyor.



A'nın durumunu ilk öğrendiğimde kendi kendime "Ne büyük bir lanet " dedim. 
Her gün kapana kısılmış gibi , bir döngü içerisinde kız ya da erkek bedenlerin içine girmek ... Bir aileye sahip olamamak , arkadaşlara sahip olamamak...
Hiç kimsen yok ,teksin... Tek başına girdiğin bedenlerin hayatını yaşamak zorundasın . Sevmemelisin ... Alışmamalısın... Ne kadar acı.  Ne büyük bir lanet...

Şuana kadar birçok karakter okudum. Bazıları karanlık , bazıları sevecen , bazıları aşk dolu karakterlerdi.
Aşkın kıymetini bilmeyen bir çok karakter okudum .  Yaşadığı hayatı beğenmeyen karakterlerde okudum.Her şeye sahip olan karakterler de okudum.

Ama " A " karakteri okuduğum tüm karakterleri yıkıp geçer. Onun acısı , masumiyeti , sahip olunası o güzel aşkı ; hayata tekrar bakmama , okuduğum tüm diğer kitapları yeniden gözden geçirmeme yol açtı.

Bir kere tabularımı yıktı geçti kitap. Aşkın bedene değil ruha olduğunu en iyi şekilde gösterdi. İlk aşkın ne derece kıymetli olduğunu bu kitapta anladım.Aynı zamanda fedakarlığın da...

Baştada  söylediğim gibi kitabın sonu hakkında sabha kadar düşündüm... Kendi Kendime yepyeni sonlar yazdım . Ancak hiçbiri bu son kadar yakışmadı. 

Kitaba yakışan , A'yı anlamamızı sağlayan bir sondu bu. Kabullenmenin , fedakarlığın , pes etmenin ve diğer bütün duyguları içinde barındıran bir sondu.

Muazzamdı...
Harikaydı...
Aşık olunasıydı.
Özenilesiydi..
Hiç kaçırmayın , hemen elinize alın ve okuyun :)

Puanım : 5/5
 

Hunharca Okuyan Kız Template by Ipietoon Cute Blog Design and Bukit Gambang