12 Nisan 2020 Pazar

SEVİP SEVMEDİĞİME BİR TÜRLÜ KARAR VEREMEDİĞİM 2 KİTAP ( JANE STEELE VE ALİCE HART'IN KAYIP ÇİÇEKLERİ)


YORUM

Alice o günü, hayatını geri dönülmez şekilde değiştiren gün olarak hatırlayacaktı her daim, ancak anlaması yirmi yılını alacaktı: Hayat ileriye dönük yaşanır ancak geriye dönük algılanır. Tam ortasında dururken manzarayı görmek mümkün değildir.

Alice Hart'ın Kayıp Çiçekleri'ne başlarken beni bu kadar üzüp yıpratabileceğini düşünmüyordum. Cıvıl cıvıl bir kapak, çiçeklerle dolu rengârenk bir konu nasıl bu kadar yorabilir ki insanı değil mi. Ama kitabı bitirip kapağını kapattığımda gerçekten yorulduğumu, kitabın kapağına tezat o kapkaranlık atmosferinin beni yıprattığını farkettim. Alice Hart'ın Kayıp Çiçekleri'ne bir iyileşme hikâyesi, küçük bir kızın kendini bulma yolculuğu diyebilirdim eğer son 100 sayfayı okumasaydım. Ancak yazar kendi içinde bir tezata düşmüş ki kitabımızın kahramanı Alice Hart iyileşecekken kendisini kısır bir döngü içinde buldu. Ve bu hüzünlü bir olaydı benim için. Kadının hayatına yön verebilmesi için onu çevresinin kurguladığı bir hayata mahkum etmek, bundan kurtulduğunda başına gelen her şeyin bir anda yine en baştan tekrar etmesi.

Var olabilmek için geçmişine mi sırtını dönsün, geleceğini mi kucaklasın bir türlü karar veremedik hem yazar hem de okur olarak. Ve bu eziyetti bana göre. Hem okura hem de o kadar yükün altında kalmış ana karaktere. Kitabın beni yoran kısmı da buydu işte. Bunun dışında tam bir çiçek cahili olduğum için bölüm başlarında yer alan çiçek adları, ne anlama geldikleri (bu kurgu olsa bile) benim için bulunmaz bir nimetti.

Alice Hart'ın Kayıp Çiçekleri aşırı güzel, etkileyici bir roman değil. Gerçekçilik boyutu hem yüksek hem de bir parça fantastik (kurgu fantastik değil, yaşanılanlar gerçek dışı) bir hikâye bana göre. Yazar bütün tezatlıkları kitapta vermiş. Bunun bilincinde okursanız seversiniz diye düşünüyorum.

Sevgiler.



YORUM

"Anneme yeniden kavuşmak için cehenneme gitmem gerekiyorsa,o halde öyle olsun.Ben de bir başka ete kemiğe bürünmüş felaket olacağım o halde.Ama gayet güzel bir felaket." 

Jane Steele, Jane Eyre'nin nahif ortamının aksine daha korkunç, daha acımasız ve daha karanlık bir hikayeye sahip. Antikahraman bir ana kadın karakterimiz var aslında. Yaptığı şeyler kendince doğru olsa da toplum nezdinde kabul görmüyor. İnsanların kötülüklerini Jane Eyre'nin sakın affediciliği ile asla kabullenmeyip adeta kendi öyküsünü yaratıyor.

Hem tuhaf bir akıcılığa hemde akıllara ziyan bir durgunluğa sahip. Bütün zıtlıklar kitapta toplanmış gibi. Jane Eyre seven, onun bambaşka bir tarafına farklı gözle bakmak isteyen okuyuculara tavsiyemdir.


0 yorum:

Yorum Gönder

 

Hunharca Okuyan Kız Template by Ipietoon Cute Blog Design and Bukit Gambang