30 Eylül 2017 Cumartesi

ATEŞ SERİSİ ( CUMARTESİ ÖNERİLERİ #1)




"Vampirler mi? Iyk. Tadı kaçtı. Onlarla ilgili yeterince şey anlatıldı. Zamanda yolculuk mu? Hah, mağara adamı davranışları gösteren insan azmanı bir dağlıyı her zaman bulabilirsiniz. Kurt adamlar mı? Oh lütfen, bu tam anlamıyla ahmaklıktır. İçindeki köpek tarafından yönetilen bir adamı kim ister? Sanki erkeklerin hepsi öyle değilmiş gibi..." ( KARANLIK ATEŞ)


Ateş Serisi buradaki birçok takipçimin bildiği üzere favori serilerimden. Vampir karakterler furyasının çoğaldığı ilk dönemlerde bu türün kitaplarını o kadar çok tüketmiştim ki bir yerden sonra bıkkınlık gelmişti anlayacağınız. Lise iki veya üçüncü sınıfta tam hatırlamıyorum, e-kitap olayına sarıp bu işin başlangıcını üstlenen forumlardan birinde gezerken Ateş Serisi hakkında bir başlık açıldığını görmüş, alıntılarını okuduktan sonra seriye e-kitap olarak başlamıştım. Başladığım anda da tabi ki kapıldım gittim büyüsüne.😂 Daha ilk dört kitap çıkmıştı, abartmadan söylüyorum cuma günü gecesi başlayıp cumartesi akşamına çıkmış bütün kitapları bitirmiştim. Beşinci kitabı (seriyi okuyanlar bilirler) beklemek ölüm gibi bir şeydi. Kitap çıktığı anda daha küçük bir lise öğrencisi olduğum için alamadım, forumlarda e-kitap hâlinin düşmesini bekledim bir de.

Peki nedir seni kendine hayran bırakan, defalarca okutan serinin alâmeti farikası dersiniz, bu paylaşımımda uzun uzun bunu anlatacağım sizlere.



"Seni ilk gördüğüm anda senin bir baş belası olduğunu anlamıştım."
"Al benden de o kadar."
"Seni rafların arasına çekip hissizce düzmek, sonra da evine yollamak istemiştim."
"Bunu yapsaydın asla gitmezdim."
"Ama hala buradasın."
"Bu kadar bozulduğunu belli etme istersen."
"Tüm varlığımı bozuyorsun sen."
"Tamam, gideyim o zaman."
"Hele bir dene de seni zincire vurayım." Dik dik baktı bana. "Bocalamak diye buna derler." İç geçirdi.
Bir süre sonra elini uzattı.
Ben de ona elimi uzattım. ( GÖLGE ATEŞİ)


İlk olarak Ateş Serisi okuyup okuyabileceğiniz en özgün kurgulardan birisi. Başlarda birçok kişiye kurgusal açıdan eksik gibi görünse de (Bana hiç öyle gözükmedi tabi ki) objektif olarak ele alırsak yazarın kaleminin ve hayal gücünün serinin bir sonraki kitabında sürekli gelişme hâlinde olduğunu görebilirsiniz.

Kurgu özgünlüğünü bir kenara bırakıp karakter bazında incelersek karakterlerinin de özgün olduğunu açıkça söyleyebilirim. Ana karakterimiz Mckayla yine birçok karakterde göremeyeceğiniz bir kişiliğe sahip. Karakter gelişimi mükemmel. Kendine güveni tam, aile terbiyesi (hâlâ gülerim o sahnelere) almış çıtı pıtı bir kız. Biz Ateş Serisinde bu çıtı pıtı kızın intikamı uğruna kendinden birçok konuda ödün vermesine, düşmanları etrafını sarıp bilmediği bir dünyaya adım atsa da buna ayak uydurmasına aşama aşama şahit oluyoruz. Mckayla Lane yine benim için şu zaman kadar saygı duyduğum en iyi kadın karakterlerden birisi.




"Bana yumruk at," dedim.
"Saçmalama," dedi.
"Hadi Barrons bana bir yumruk at."
"Sana yumruk atmayacağım."
"Hadi bana yumr..." dememle yüzümdeki tüm kemiklerin neredeyse kırıldığını hissettim. Kafamı salladım, hiç canım acımamıştı. "Bu mükemmel bir şey ya şuna bak bana vurduğunu anlamadım bile."
"Hadi bana bir yumruk daha at hadi..." Kanım kaynıyordu, vücudum çok güçlüydü, kendimi çok canlı hissediyordum.
Barrons kafasını sallıyordu.
Bir anda ona bir yumruk attım, kafası arkaya doğru gidip geldi.
"Mutlu musun şimdi?"
"Canın acıdı mı?"
"Hayır.
"Tekrar vurabilir miyim?"

"Hayır git kendine bir kum torbası al. " ( KAN ATEŞİ)

Seri, karakter bazında da gerçekten acayip çeşitli. Fantastik bir seri olduğu için her türlü yaratığın kol gezdiğini sizlere söyleyebilirim. Ancak bu karakter çeşitliliğinin de bir özgünlüğü var çünkü karşımıza çıkan farklı türde farklı karakterler kitabın içinde mutlaka bir yerden karşımıza çıkıp bizleri sırlarıyla tepetaklak edecek bir havaya sahip.

Seri boyunca hiçbir zaman durağanlık yaşamıyoruz. Yazarın kaleminin sihri olmalı, elinize aldığınız anda bitiveriyor her kitabı. Kalbinizde birçok yara bırakıp şaşkınlıktan gözlerinizi yuvalarından çıkararak tabi ki.

Ben bu kadar hayranı olarak serinin hâlâ ilk beş kitabını okudum. Tekrar tekrar da onları okuyorum. Altıncı kitaptan sonra başka bir karakterin ağzından anlatıldığı için seri benim için hala beşinci kitap ile bitmiş durumda. Elbet bir gün devamını okurum ama tabi ki ilk beş kitabın yeri benim için daima ayrı olacak. 
Her zamanki gibi okuyun diyorum bu seriyi. İlk kitabını bulamazsanız bile e-kitap olarak okuyun. Yazarın kaleminin, zihninin çılgınlar gibi ayakta alkışlanması taraftarıyım ben.



0 yorum:

Yorum Gönder

 

Hunharca Okuyan Kız Template by Ipietoon Cute Blog Design and Bukit Gambang