27 Mayıs 2020 Çarşamba

SAHTE KRALLIK - KİTAP YORUMU (SIX OF CROWS #2)



ARKA KAPAK

Kosullar her zamankinden daha zor, kaybedilecek seyler ise daha degerli. Kaz Brekker ve ekibi, hayatta kalacaklarına inanmadıkları bir soygunun üstesinden gelmeyi başarır. Fakat büyük ödülü paylaşamadan kendilerini tekrar ölüm kalım savaşının ortasında bulurlar. Grisha dünyasının kaderi, şehrin karanlık sokaklarındaki intikam savaşına bağlıdır. Kaz ve ekibinin ise ne pahasına olursa olsun bu savaşı kazanmaktan başka çaresi yoktur.


YORUM

"Senin için gelirdim," dedi ve İnej'in ona attığı temkinli bakışları görünce tekrar söyledi. "Senin için gelirdim. Yürüyemeseydim bile sürünerek gelirdim. Ne kadar yaralı olursak olalım oradan birlikte savaşarak çıkardık. Bıçaklar çekili. Ateş ederek. Çünkü biz böyleyiz. Mücadeleyi asla bırakmayız."


Bir romanın ilk cümlesini yazmak çok zor der yazan herkes. Sahte Krallık için yorum yazmak istediğimde anladım bu cümlenin anlamını. Çünkü sevdiğin, paylaşmak istediğin ve sevilmesini istediğin bir şeyi anlatmak için nasıl başlayacağını gerçekten bilemiyor insan.

Sahte Krallık, bir seri devam kitabına göre oldukça hızlı başlıyor bana göre. İki kitaplık serilerde de zaten olması gereken bu zaten. Yazarın anlatmak istediği konular için sayfalar kısıtlı ve bir yerden sonra her şeyi birbirine bağlaması gerekiyor. Karakterler misyonlarını tamamlamak zorundalar çünkü okurlar macera istemek yerine akıllarında ki soru işaretlerin tamamlanmasını istemeye daha yatkınlar.

Sahte Krallık, ilk yarısında o bilindik aksiyon içinde azıcıkta olsa yer olan durgunluğu ile devam etti. Ancak bu durgunluğu yazar öyle güzel kurgulamış ki ikinci yarıda, kitabın bitmesine yakın okuyacağımız aksiyonu ilk kitapta Kargalar Meclisi dünyasının kaos ortamındaymışız gibi okuduk. İkinci yarısı ise karakterlerin misyonunu tamamlamasına ayrılmış oldu. Böylece yazar hem kitabı bitirip hem de okuru heyecandan bir an bile eksik bırakmamış oldu. Yani sonuç olarak muhteşem bir final kitabıydı Sahte Krallık. Gelecek hikâyeler için ufak ip uçları verip  tanıdık karakterler ile karşılaştırınca tadından yenmedi diyebilirim.

Kitabı bitirdiğimde gerçekten en yakın arkadaşlarıma veda etmiş gibi hissettim ben. Hem buruk hem mutlu hem doyasıya üzgün hem de çılgınlar gibi mutlu hissediyordum. Hoşuma gitmeyen bu da olmamış dediğim tek şey Kaz - İnej sahnelerine hasret olmuş olmam. Onları birazcık daha okumak, ikisinin kendi hikayelerinden ayrı olarak birlikte bir hikayelerinin olması en çok istediğim şeylerden bir tanesiydi diyebilirim. Onu da ağzıma bir parmak bal çalınarak hissettim son sahnede ama olsun belki çıkması beklenen üçüncü kitapta bir nebze de olsa doyarız belki.

Leigh Bardugo'nun finallerinde bu kitapla birlikte bir şeyi hissettim ben. Yazar finali o kadar güzel kurguluyor ki bitirdiğinde bu da olmamış yahu, eksik kalmış dediğin hiçbir şey bulamıyorsun. Çünkü her şey aslında olması gerektiği gibi oluyor. Kitap bitmesi gerektiği gibi bitiyor.  Kaz ile İnej böyle daha güzel diyebiliyorum mesela. Fazla sahneleri olsa daha güzel olabilirdi ama bu da yeterli, bu da güzel diyebiliyorum. Matthias ve Nina için de işte bunu hissettim. Gereksiz bir son değildi ama olmasaydı daha güzel olurdu. Ama o zaman Nina'nın hikâyesi eksik kalırdı. Yani sonuç olarak hiçbir açık bırakmıyor yazar öylece okuyup tamam bitti, çok güzeldi hissi ile uyuşuyorsunuz bitirdiğinizde. Ancak üzerine düşünüldüğünde memnun etmeyen konuları çıkıyor bu da bende de gördüğünüz üzere çok da fazla değil.

Sonuç olarak muhteşem bir final, muhteşem bir veda okudum Sahte Krallık da. Tam ekibe yaraşır bir şekilde acı - tatlı bir son. Canı gönülden öneriyor, en kısa zamanda tanışmanızı diliyorum.

Yas yok.
Cenaze yok.

2 yorum:

 

Hunharca Okuyan Kız Template by Ipietoon Cute Blog Design and Bukit Gambang