25 Eylül 2019 Çarşamba

KÖKLER - KİTAP YORUMU


ARKA KAPAK

Güzel ve Çirkin masalının bambaşka, çok daha büyülü ve son derece zengin dünyasına açılan sihirli bir kapı
“Vadimizin dışında anlatılan hikâyeler ne söylerse söylesin, bizim ejderhamız aldığı kızları yemezdi. Köyümüzden geçen yolculardan zaman zaman böyle hikâyeler duyardık. Biz insan kurban ediyormuşuz da o da gerçek bir ejderhaymış gibi konuşurlardı. Tabii bu doğru değildi: Bir büyücü ve ölümsüz olabilirdi ancak yine de insandı ve on yılda bir içimizden birini yemek isterse, babalarımız bir araya gelip onu öldürürdü. Bizi Galiz Orman’dan koruyordu ve bunun için ona minnettardık;
ama o kadar da minnettar değildik.”
Agniyeşka vadideki evini, sessiz sakin köyünü, ormanlarını ve ışıl ışıl akan deresini çok sever. Ancak köyün sınırında, gölgesini kızın hayatından eksik etmeyen, kötücül güçlerle dolu tekinsiz Galiz Orman yer almaktadır.
Agniyeşka’nın köylüleri, Ejderha olarak bilinen soğuk, hırslı büyücünün Galiz Orman’ın güçlerini onlardan uzak tutmasına bel bağlamıştır. Ne var ki büyücü, bu isteklerini yerine getirmek için korkunç bir bedel ister: Ona genç bir kız verilecek ve bu genç kız on yıl boyunca ona hizmet edecektir; en az Galiz Orman’a düşmek kadar korkunç bir yazgı.
Bir sonraki seçim zamanı gelmiştir ve Agniyeşka korkunun pençesindedir. O da herkes gibi Ejderha’nın Kasia’yı alacağına inanır. Zarif, cesur, güzeller güzeli ve Agniyeşka’nın olmadığı her şey olan Kasia. Dünyadaki en yakın arkadaşı. Ve onu kurtarmanın hiçbir yolu yoktur.
Ancak Agniyeşka’nın korkusu yersizdir. Çünkü Ejderha geldiğinde, alacağı kişi Kasia olmayacaktır.




YORUM

"Kelimelerle anlatılamayacak kadar şanslıymışsın," dedi sonunda. "Ve kelimelerle anlatılamayacak kadar deli, gerçi senin durumunda ikisi aynı şey."


Hani bazı kitaplar olur daha ilk sayfasını okuduğunuz anda işte bu kitap benim kitabım dersiniz. İşte Kökler daha ilk sayfadan, ilk cümleden böyle bir etki ile çarpıyor okuyucuyu.
Normalde retelling okurken hep uyarlanan konuda kalır aklım, böyle olacak, bu olacak diye sürekli kendimi kurguya hazırlarım. Ama Kökler bu düşüncelerimi tamamen yıktı. Çünkü ana kurgu uyarlama olarak kalsa da karakterler, onların fikirleri, kurgunun gidişatı giderek farklılaşıyor. Yazar, ana masalı yeniden yaratıp, daha karanlık daha tutkulu ve daha heyecanlı bir hamurla yoğurup "daha" çekici hale getirmiş. Kökler bunun içindir ki hem uyarlama hem de uyarlama değil bana göre.

Konudan bahsetmek istemiyorum, çünkü ne kadar kurguya dalarsam o kadar çok övgüye boğacağımı hepimiz biliyoruz. Kökler, fantastik kavramını daha farklı bir yöne taşıdı benim için. Bir an bile heyecan kesilmiyor. Sürekli elimiz ağzımızda, tüm bunlar nasıl oldu hadi ama diyerek en başa dönüyoruz. Karakter gelişimi, onların hayatlarına yön veriş şekilleri gözümüzün önünde yavaş yavaş şekilleniyor ve ana olaya bir şekilde bağlanıyor. Bir an bile tahmin yapamıyoruz çünkü elimiz de hiçbir şey yok. Nereden tutsak oradan kaçırıyor yazar kurguyu bizden. Eh bu yüzden çok sevdim anlayacağınız üzere, üstelik karakterler arasında ki tutkuyu en üst noktaya taşıyıp, nefeslerimizi tutturduğu için daha da çok sevdim. Çünkü bilirsiniz sizi her tavrı ile ayakta tutan, gözlerinizi koskoca açmanıza sebep olan yazar iyi bir yazardır.

1 yorum:

 

Hunharca Okuyan Kız Template by Ipietoon Cute Blog Design and Bukit Gambang