6 Kasım 2018 Salı

HAYATIN KIYISINDA - KİTAP YORUMU


TANITIM

Yaşamayı, ölmek isteyen bir çocuktan öğrenen bir kızın hikâyesi…
 

 
Ölümü büyüleyici bulan Theodore Finch sık sık kendini öldürebileceği yöntemler düşünür ancak her seferinde, küçücük bir güzellik bile ona engel olur.
                                  
Violet Markey ise yaşadığı kasabadan ve ablasının ölümünün yarattığı dayanılmaz acıdan kaçmak için mezuniyetine kalan günleri sayarak geleceği dört gözle beklemektedir.
 
Finch ve Violet okullarındaki çan kulesinin tepesinde karşılaştıklarında kimin kimi kurtardığı belirsizdir. Bu tuhaf ikili, bir proje ödevinde eşleştiklerinde yol onları nereye götürürse; tıpkı hayat gibi büyük, küçük, tuhaf, güzel, çirkin, şaşırtıcı yerlere giderler. Kısa süre sonra, Finch yalnızca Violet’layken kendi olabildiğini; tuhaf, eğlenceli, hayatı doyasıya yaşayabilen ve ucubelikten uzak bir gence dönüştüğünü keşfeder. Violet da yalnızca Finch’leyken günlerin hesabını tutmadan yaşayabilmektedir. Ancak Violet’ın dünyası büyürken Finch’inki küçülmektedir…





YORUM

Beynim en anlaşılmaz düzenek; dur durak bilmeden vızıldıyor, uğulduyor, yükseliyor gümbürdüyor dalıyor ve çamura gömülüyor.
Peki niçin?
Bunca tutku neden?


Kitaplığımda uzun zaman önce alıp okuyamadığım kitapların birçok nedeni var. Ama iki ana kategoriye ayırırsak acı çekmek istemediğim için okumadığım kitaplar ve zamanının gelmesini beklediğim kitaplar şeklinde liste hazırlayabilirim.

Eh, Hayatın Kıyısında'nın hangi kategoriye girdiğini ufaktan anlamışsınızdır zaten okuyanlar olarak. 😂

Geçen günlerde öylesine muhabbet ederken okuma grubumuzla gaza gelip artık yara bandını çekmek istediğimize karar verdik ve şimdi kitap hakkında düşüncelerimi yazmak için buradayım.😂 Hayatın Kıyısında çok çok çok özel bir kitap değil, çok güzel bir kitap değil, eğlendiren, üzen, ağlatan bir kitap da değil... Sizi bir yerden yakalayıp suratınıza okkalı bir tokat atan, sonra hiçbir şey olmamış gibi yolunuza devam etmenizi tavsiye eden bir kitap.

İlk başlarda hani ağlayacaktım, içim parçalanacaktı, bu abartılı yorumların hiçbirini kaldırmıyor diyerek okudum kitabı. Beklediğim gibi değildi. Bana bir ders vermesini, ders veremiyorsa da bende bir iz bırakmasını istedim kitabın okurken. Ama fark ettim ki amacı ne ders vermek ne güldürmek ne ağlatmaktı. Kitabın amacı okuruna "empati" yeteneğini kazandırmaktı bana göre.

Kitapta -spoiler değil kesinlikle- yardıma muhtaç iki genç var ve onların hayatla olan mücadelelerini, birbirlerinden destek almalarını, bu birliktelikle iyileşmelerini umarak okuyoruz. Bu yüzden de bu 'umut' kitabın sonunda bizi ağlatıyor, kırıyor. Ama teşekkürler kısmını okurken dank diye kafamızda bir ışık beliriyor. Amaç bu değil, sakin ol daha bitmedi diyerek kitaba veda ediyoruz. Ama kitabın suratına bakınca bile içten içe isyan edebiliyoruz çünkü yazar istediğimiz şeyi vermiyor, bizlerin kalan karakter gibi bu sonla mücadele etmemizi istiyor.

Yazarın çok naif bir kalemi var. Hisleri, duyguları, karakterlerin ruh hallerini çok güzel ele almış. İçindeki şiirsellik, dünya edebiyatına atıflar okurken biz kitap severleri kalbinden vuruyor.


Kitabı sevdim. Ama beni umutlandırmasını sevmedim. Finch'i sevdim, Finch'in o küçük umudunu sevdim. Ama yardım çağrılarının hiçbir şekilde karşılık bulamamasını sevmedim.
Kitabın kalbimi bir şekilde kırıp bunu ah, lütfen hayat devam ediyor tatlım havasını sevmedim.
Eh, anlayacağınız üzere hislerim karmakarışık ama kitaplığıma baktığımda gülümseyerek hatırlayacağım bir kitap olacak Hayatın Kıyısında.



Bu benim dünyam. Her şey kararlaştırılmış, her şey hazır... Köklerim
var ama akıyorum... ‘Gel’ diyorum, ‘gel.’”
Aklıma gelen ilk karşılığı yazdım: “Kal,” diyorum, “kal.”

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Hunharca Okuyan Kız Template by Ipietoon Cute Blog Design and Bukit Gambang