5 Şubat 2020 Çarşamba

The Book Of M - Kitap Yorumu


ARKA KAPAK

KIYAMET BAŞLIYOR!
Doğaüstü  bir  felaketin  hüküm  sürdüğü  bir 
dünyada  geçen  The  Book  of  M,  sevdiklerini  kurtarabilmek  için  her  şeyini  feda  etmek 
zorunda  kalan  bir  grup  insanın  etkileyici 
hikâyesini konu ediniyor.
 
Bir akşamüstü, Hindistan’da akıllara durgunluk 
veren  bir  olay  yaşanır.  Sıradan  bir  adam  gölgesini kaybeder ve bu olay tüm dünyaya yayılmaya  başlar.  Gölgelerini  kaybedenler  yepyeni 
güçlere kavuşsalar da bunun karşılığında ciddi 
bir bedel ödemek zorundadırlar: Bütün hatıralarını kaybetmek.
 
Ory  ve  karısı  Max,  ormanın  derinliklerinde 
terk  edilmiş  bir  otele  sığınarak  şimdiye  kadar  Unutuş’tan  kaçmayı  başarmışlardır.  Ama 
bir gün yaşadıkları beklenmedik bir olay, tüm 
planlarını  altüst  eder.  Ory  ve  Max’i  oldukça 
tehlikeli bir yolculuk beklemektedir.
 
“Bu  kitap  büyük  bir  özenle  hazırlanmış,  dünyanın  sonunu  anlatan  bir  gerilim  romanı… 
Shepherd’ın  beklenmedik  gelişmelerle  okuru 
şaşırttığı ve anılarımızın ne kadar değerli oldu-ğunu bize ustalıkla anlattığı The Book of M, oldukça çarpıcı ve yaratıcı bir dille yazılmış.”
-USA Today


YORUM







Umarım her şeyin arasında en son seni unuturum, Ory. Umarım nereye gittiğimizi bile unuttuktan sonra unuturum seni. Seni unutmak yerine sonsuza kadar yolda olup New Orleans'a hiç varmamayı tercih ederim.

The Book Of M, konusunun ilginçliği bir yana kitap boyunca akıllara durgunluk veren bir yavaşlık da ilerlese de okuyucu diken üstünde tutan anlatıma sahip, eşsiz kitaplardan biri bana göre.

Kitabımız, Hindistan'da başlayıp bütün dünyayı ele geçiren ilginç bir hastalık ile başlıyor. Öyle ki bu hastalık ilk önce insana gölgesini kaybettiriyor sonra hatıralarını. Araştırılıyor, ilaçlar bulunmaya çalışılıyor ama nafile. Bütün dünya insanları, yavaş yavaş sonsuz bir unutma sürecine giriyor. Bu hastalığa muzdarip olmayan bir avuç insan ile de kitabın asıl hikâyesi başlıyor.

4 farklı karakterin gözünden okuyoruz The Book Of M'i. Ama karakterlerin hiçbir ortak özelliği yok. Öyle ki ülkeleri, kişilikleri, inandıkları şeyler bile farklı. Bir yerde birleşmeleri imkansız o derece. Kitabı okurken hafif bir ön yargı ile bu karakterlerin bir araya gelmesi imkansız bile diyorsunuz. Ben dedim yani yalan yok. Ama yazar o kadar ilginç tasarlamış ki kurguyu bir yandan sonuca giderken aslında sebebe varıyoruz. Aşırı çetrefilli bir hikâye anlayacağınız. Uzun uzun anlatmak istemiyorum ama kurguyu, gidişatını vardığı yönü acayip beğendim ben. Heyecanlı bir hikâye olmamasına rağmen yazar okuyucu her anlamda etkileme potansiyeli olan bir kaleme sahip. Tek sıkıntım sonunun beni tatmin etmemesi bir de durağanlığının yer yer bunaltması. Onun dışında hiçbir şikayetim yok çünkü kurguyu acayip sevdim.


Özellikle klasik kıyamet sonrası hikayelerinden bıktıysanız ilaç gibi gelecek The Book Of M. Doğu mistisizmi de harmanlanınca tadından yenmemiş, önerimdir. Umarım sizler de seversiniz.

2 yorum:

 

Hunharca Okuyan Kız Template by Ipietoon Cute Blog Design and Bukit Gambang