30 Kasım 2016 Çarşamba

KAZANANIN LANETİ - KİTAP YORUMU ( THE WİNNER'S TRİLOGY #1 )



ARKA KAPAK 

İSTEDİĞİN ŞEYİ KAZANMAK, SEVDİĞİN HER ŞEYE MAL OLABİLİR.
 
On yedi yaşındaki Kestrel, bir generalin kızı olarak savurgan ve ayrıcalıklı hayatının tadını çıkarmaktadır. Arin’in ise sırtındaki giysilerinden başka bir şeyi yoktur. 
Kestrel, Arin’i kendisine bağlayan fevri bir karar alır ve bununla savaşmaya çalışsalar da birbirlerine âşık olmaktan kendilerini alıkoyamazlar. Ancak genç âşıkların dünyasında, isyan, düellolar, ahlaksız söylentiler, kirli sırlar ve her şeyin tehlikede olduğu oyunlar hüküm sürmektedir. Birlikte olabilmek için halklarına; ülkelerine sadık kalmak için ise birbirlerine ihanet etmelidirler.
 
Kazananın Laneti gençlik fantazya türünde nefes kesici, şiirsel bir zafer. Rutkoski muazzam bir güçle, korkusuz bir güzellik destanı yaratmış. Bu kitap kaçırılmamalı.”
ANN AGUIRRE, New York Times ve USA Today çoksatan yazarı
 
“Zengin betimlemeler, nefis bir kurgu ve sağlam hikâyecilik, bu fantazyaya olağandışı bir zekâ ve derinlik katıyor… İncelikli ayrıntılar ve zarif anlatım, hikâye evrenini taze ve canlı kılıyor. Politika, entrika, hatta şiddetle dolu, karmaşık ve merak uyandıran olay örgüsünde her karakter yetenek, kusur ve isteklerin girift bir karışımıyla şekilleniyor... Nefes kesici, trajik ve gerçek.”
Kirkus Reviews 
 
Kazananın Laneti'ndeki her satır özenle yazılmış, öykü ustaca kurgulanmış. Karakterlerin ikilemlerine hayran kaldım ve yüreğim sızladı. Bu kitap ender ve özel bir okuma deneyimi sunuyor; hikâyede bir an sonra ne olacağını hiçbir şekilde tahmin edemedim ve buna bayıldım. Daha fazlasını istiyorum.”
Kristin Cashore, New York Times çoksatanı Yedi Krallık Üçlemesi’nin yazarı







Kestrel onun nasıl oturduğunu , öne eğildi gibi hayal etti. At arabasının fenerinin ışıltısında nasıl göründüğünü.

"Hayatta kalmak yanlış bir şey değil . Kendini koruduğun sürece onurunu küçük şekillerde satabilirsin. Bir bardak şarabı gerektiği gibi koyabilirsin ve bir adamın içişini izleyip intikamını planlayabilirsin . "  Bu sözle birlikte başı hafifçe eğilmişti. 


"Büyük ihtimalle uykunda bile komplo kuruyorsundur. "


Bir gülümseyiş kadar uzun bir sessizlik oldu. 


"İstediğin gibi komplo kur , Kestrel. Hayatta kal. Ben yaşamasaydım , annemi kimse hatırlamazdı , benim hatırladığım gibi değil .



YORUM ;

Selamlar . Şu zamana kadar okuduğunuz tüm karakterleri kibirli bir el sallamaya yok edip üstüne bir de o harika , hayran kalınması zekasıyla sizi şaşkına çeviren karakterlerle bezeli  alabildiğince entrikanın , maceranın , stratejilerin havalarda uçuştuğu , eşsiz serinin ilk kitabı "Kazananın Laneti" yorumuyla sizlerleyim .

İlk başladığım da kitaba dair tahminlerimde yer alan tek şey "zengin kız - fakir oğlan" klişesini okuyacak olduğumdu. Keza bu öne sürdüğüm klişeyi daha ilk bölümün sonunda hissedebiliyordunuz.


Ancak 4 bölüm veya 5 bölüm sonra işler değişip, entrikalar , savaş stratejileri havada uçuşunca kitap hakkında önemli sürdüğüm tüm fikirler yok oldu.


Tahmini olay örgüm Kestrel'in tek bir sözüyle yıkıldı , tarihe karıştı.



Sanırım her yorumumda sürekli tekrar ediyorum "Bir kitabın karakterlerini , ruhlarını hissedemezsiniz , bu kitap herkes için ne kadar güzel olursa olsun , benim için bir hiç oluyor. " 


Heh !  İşte Kazananın Laneti bu olayın nirvanasını yegane kitaplardan biriydi. Karakterler arasında ki ilişki  en başından beri o kadar belli o kadar hissedilebilir ki sanki kitabın içinde yaşanılan o anı , okuyucu eliyle tutup , gözleriyle görebiliyor.


Eliniz kalbinizde , gözlerinizi faltaşı gibi açık okuyorsunuz Kazananın Laneti'ni.


Ama iki ana karakterimizin dışında bir dünyada var biliyoruz ki ve olaylar  gelmek üzere .


Bana göre Kazananın Laneti asla salt bir romantik kitap olarak adlandırılamaz .


Kurgusu , karakterleri her ne kadar romantizm alt yapısıyla kurulsada , kitap savaş , staretejiler  ile de olabildiğince destekleniyor.


İki ana karakter de eşsiz bir zekaya sahip . Her şeyin bilincinde  , taviz veremeyecek kadar sahip çıkıyorlar inandığı şeylere . Eh , bu benzersiz zeka ve taviz verememe durumu da kitabın hiçbir olayını okuyucuya tahmin ettiremeyip , özgün kılıyor kitabı .



Kazananın Laneti 'n de şüphesiz en sevdiğim karakter ( ki kendisi zaten kitabımızın ana karakteri) Kestrel oldu. Bir kadının gururu her ne olursa olsun bir kez kırılırsa , bunun düzeltilmesi bence imkansız , kadının kendini toparlaması uzun sürüyor.  

Kitabın bir noktasında Kestrel için , onun gibi güçlü bir kız için , o kadar gurur kırıcı bir olay yaşanıyor ki okuyucunun bile bu duruma kalbi kırılıyor, ruhu yaralanıyor.

Kestrel'in bu olayla başa çıkma biçimi benim kitap da şüphesiz en sevdigim yer oldu . O keskin zekasıyla yapılabilecek en makul davranışı yaptı ve bunun getirilerini başı dik bir biçimde kabullendi. Yemin ederim hayran kaldım.😍


Benim için"hazin" olarak adlandırılan o sona kadar gerçekten kitabı kalbimde hisler yumağı ile okudum.


Karakterler için kalbim düğüm düğüm, dibine kadar kırıkken , yaşanılacak olaylar için gözlerim fal taşı gibi açık , nefessizdim.


Gerçekten benim için acayip sarsıcı kitaplardan biri oldu Kazananın Laneti.


Keskin bir zeka ile oluşturulmuş karakterler , ince ince düşünülmüş savaş stratejileri, benzersiz bir kurgu okuyucuya kalp krizi geçirtecek ürünler toplamı bence .


Harkia bir kitap , hayran olunası karakterler , tapılası bir zeka örneği.


Mutlaka Okuyun!


Puanım : 5/5



4 Kasım 2016 Cuma

GENÇ ELİTLER - KİTAP YORUMU ( THE YOUNG ELİTES #1 )




ARKA KAPAK 

Adelina Amouteru, ölümcül bir hastalıktan kurtulmuştur. On yıl önce ülkesini kasıp kavuran kanlı humma vücudunda tuhaf izler bırakmıştır. Fakat hastalığı atlatanların bazılarında, başka şeyler de kaldığı rivayet edilmektedir… Gizemli ve sıradışı yeteneklere kavuştuklarına inanılan bu insanların kimlikleri gizlidir ancak onlara Genç Elitler denmeye başlamıştır.

Teren Santoro, Kral için çalışmaktadır. Engizisyon Mihveri’nin lideri olarak görevi, tehlikeli olduğuna inandığı Genç Elitler’i bulmak ve onlar ülkeyi yok etmeden onları yok etmektir ama aslında Teren hepsininkinden büyük bir sır saklamaktadır.


Enzo Valenciano, Hançer Cemiyeti üyesidir. Bu gizli Genç Elit grubu, kendilerinden olanları Engizisyon Mihveri’nden önce bulmaya çalışmaktadır ama Adelina’yı bulduklarında onun şimdiye dek görmedikleri güçlere sahip olduğunu keşfedeceklerdir.


Birbirinden apayrı savaşlar sürdüren bu üçlünün yolları hiç beklenmedik şekilde kesişecektir. Ancak hepsinin emin olduğu tek şey vardır: Karanlık bir intikam ve yok etme arzusuyla yanıp tutuşan Adelina’nın güçlerine bu dünyada yer yoktur.
 


Bu kitabı eline alanlar büyülenmeye hazır olsun… Tabii bir de serinin devamına.”
Booklist

 

“Lu, karakterlerinin müthiş hatalar yapmasına izin vererek çıtayı gerçekten yükseltiyor… Tekrar tekrar ziyaret etmek isteyeceğiniz bir dünya.” 
New York Times Book Review 





YORUM


Merhabalar ! Yoğun vize haftama girmeme ramak kala ,muhteşem kurgusu , muhteşem karakterleri ve muhteşem dili ile beni kendine hayran bırakıp , gece uyutmayıp, gündüz ders çalışmak yerine kendisine ait fan artlara hayrana hayran baktırp bir de üstüne iç çektiren , 2. kitabını hatta 3. kitabını heyecanla , merakla eh azıcık da (!) aşkla beklediğim Genç Elitler serisinin ilk kitabı olup yine aynı adla çıkan GENÇ ELİTLER yorumuyla sizlerleyim .


Biraz uzun , şaşalı , hayranlık dolu bir giriş paragrafı olduğunun farkındayım. Tek bir paragrafta kitaba olan büyük tutkumu , heyecanımı , anlattığımın da farkındayım ancak sessiz kalamıyorum maalesef . Yere göğe haykırıp bu seneki favori kitabımın Genç Elitler olduğunu duyurasım var .

Ve ilk siz sevgili takipçilerimden başlayacağım 


Arkanıza yaslanın , elinize kahvenizi alın ve HUNHARCA OKUYAN KIZ'IN aşkla dolu yorum serüvenine katılın :)


Genç Elitler , Marie Lu'nun ülkemiz de çıkan 2.serisi.  İlk serisi , herkesin hayran kalarak okuyup benim şans dahi vermediğim Efsane Serisi. Şans vermedim diyorum çünkü Efsane'yi yarıya kadar okuyup bıraktım. Beğenmedim. Kitabı hissedemedim.



Ancak Genç Elitler beni mahvetti , parçalara ayırdı arkadaşlar.Bu hissi Kızıl Yükseliş 'i okurken yaşamıştım en son . Kitap bittiğinde içimde inanılmaz bir boşluk,  bol bol  da gözyaşı bıraktı.


Kitabımız on yıl kadar önce ülkesine ölümcül , bulaşıcı bir virüs yayılan ve bundan nasibini alıp üstelikte kendisine "iz" bırakan , Adelina Amouteru'nun vahim bir olay sonucunda ülkesinin Engizisyon Mahkemesince ölüme mahkum edilip , kendisine "Genç Elitler " diye isimlendiren bir grup hastalık sonucu "iz" taşıyan gençlerce kaçırılması ile başlıyor .Bu gizli Genç Elitler diye adlandırılan grubun ise tek amacı kendileri gibi olanlara saygı gösterilmesini sağlamak , krallığı ele geçirmektir.



 Konumuzu okuduğunuz üzere Genç Elitler , tarihi - fantastik azıcık da ucundan distopik öğeler taşıyan bir tür de . Kitabın arka kapağını , tanıtımını okurken "Vay ! Konu güzel , umarım klişeye kaçmaz .  diye bir cümle kurmuştum alırken . Ki büyük bir onyargı ile de öyle olacağından emindim. Ancak yine yine ancak bu kitap ne konu , ne karakter ne de dil açısından "klişe" diye adlandıracağımız bir kitap değil.  

Orijinal ve bu orijinallik kitabın her sayfasında her cümlesinde hissediliyor.

İlk bölümü okuduktan , karakteri benimsedikten sonra kitap akıp gidiyor elinizde.  Her sayfasında yeni bir şey öğrenip , her bölümün sonunda başka tat da bir heyecan yaşıyorsunuz.

Bir yandan kitabın bitip sizi o büyük heyecandan , kalp çarpıntısından kurtarmasını dileyip , bir yandan da sadistçe bir zevkle kitabı kapatıp o bölüm sonu heyecanının sonsuza kadar içinizde kalmasını istiyorsunuz .
Öyle muhteşem bir kurgu ki aynı anda bütün hisleri yaşayıp , kontrolünüzü kaybedersiniz . Her bölüm de hop oturup hop kalktim yemin ederim 

Ana karakterimiz Adelina , bir fantastik karakterler  klişesi  olan "ya siyahsındır , ya da beyazsındır " olayını elinin tersiyle iten bir karakter.Sanırım kitaba o kadar hayranlık duymama sebep olan konulardan biri de bu.

Adelina , siyahı ve beyazı bütün her şeyi ile icinde barındırmaya çalışan bir karakter. Ne kötü ne de iyi.  O ince çizgide . Yeri geldiğinde bir "siyah" olup korkusuzca , en kötü şekilde her şeye karşı çıkarken yeri geldiğinde ise susup sakince bir şeyleri kabullenebiliyor .

Hem güçlü hem güçsüz .

Hem cesur hem korkak 

Hem iyi hem de kötü .

Kurgunun öngörülemezliği de bu yüzden işte . Karakterin azıcık çalkantılı , dengeyi bulmaya çalışan ruh hali.

Adelina'nın dışında tabiki diğer Elitlerimizi de okuyoruz kitaba. Çünkü Adelina 'nın amacı gruba katılıp güçlerini öğrenmek , içindeki bitmek bilmeyen öfkesini kontrol etmek . Ve tabi ki onlara amaçların da yardım etmek. Ana erkek karakterimiz Enzo ile arasında yeşeren ilişkiyi , Adelina'nın kardeşi ile hikayesi bir şekilde birleşip  bir olay olarak çıkıyor karşımıza.

Saf aksiyon , kavga , içermiyor kitabımız . Her sayfasında hem heyecanı , hem koskocaman hüznü ve aynı anda karakterler arasında ki o elle tutulur, gözle görülür tutkuyu hissedebiliyorsunuz .

Yorumun başında da dediğim gibi ben Kızıl Yükseliş hariç hiçbir kitapdan bu kadar etkilendiğimi hatırlamıyorum.
O muhteşem sonu ile de bende bıraktığı o adverilemez etki arşa çıktı yemin ederim.Parça pincik yarım İngilizcem ile 2. Kitabının ön okumasını çözmeye çalıştım o heyecanla 

Beklentisiz başladığımdan mıdır , yoksa en duygusal dönemimde okuduğumdan mıdır bilmiyorum. Belki siz diger okuyucular benim kadar etkilenmeyeceksiniz Genç Elitler i okurken . Lakin önermeden , mutlaka okuyun demeden de geçemeyeceğim.

Özellikle fantastik sevip , sizi şaşırtacak surpiz sonlu kitaplar okumayı seviyorsanız Genç Elitler kaçmaz bir fırsat sizler için :')

Puanım ; 5/5
 

Hunharca Okuyan Kız Template by Ipietoon Cute Blog Design and Bukit Gambang