5 Kasım 2020 Perşembe

Camlar Şehri (Ölümcül Oyuncaklar #3)

 


ARKA KAPAK

Clary, annesinin ölümüne sebep olan iksirin peşindeydi ve ona ulaşmak için de bir an önce Camlar Şehri’ne gitmesi gerekiyordu. Kendisini sağlam bir ölüm kalım savaşının içinde bulmasıysa an meselesiydi. Kurtadamlar, vampirler ve periler, ortalığı birbirine katmak için Camlar Şehri’nde biraraya gelmişti. Clary’nin tek bir kozu vardı. Sahip olduğu güçler! Fakat bu aynı zamanda büyük bir risk ve sorumluluk demekti. Çünkü ya herkesi kurtaracak ya da her şeyi yok edecekti.

Clary’nin yolculuğunda ona ihanet ve onur eşlik etti.
Kah kazandı, kah kaybetti.
Olsun!
Camlar Şehri için değerdi!




YORUM

"... ve bana hala seni isteyip istemediğimi soruyorsun. Sanki seni sevmekten vazgeçebilirmişim gibi. Beni diğer her şeyden daha güçlü kılan tek şeyden vazgeçebilirmişim gibi..."


Uzun süre tek bir seriye odaklı olursanız, o seri okuduğunuz süre içerisinde hali hazırda yedek aileniz gibi bir şey olur. Onlarla uyuyup onlar ile kalkarsınız, eh seri bittiğinde ise büyük bir boşluk bekler sizi.

Camlar Şehri, Ölümcül Oyuncaklar Serisi'ne şimdilik veda ettiğim ara final kitabıydı. O yüzden ne kadar yavaş okumaya özen göstersem de elime aldığım süre boyunca elimden düşmedi. Çünkü dur durak bilmeyen bir kurguya sahip. Aynı şeyi birinci ve ikinci kitaplar hakkında da söylemiştim ama bu olay Camlar Şehri'nde sanki daha fazlaydı. Kitaba başladık ve kurgu sadece son on sayfada dinlendirdi bizi. Tansiyon bir an bile düşmedi sanki düşse kitabı fırlatıp atacakmışız gibi. 

Bu kitapta birbinden ilginç yeni karakterler, doğru bildiğimiz yanlışlar ve küçük bir son okuduk. Duyduğum kadarıyla yazar zaten bu kitabı final olarak yazmış ama sonradan üç kitap daha eklemiş bu yüzden son üç kitap için birazcık ön yargılıyım. Çünkü ne zaman serilere devam kitabı eklense bizleri o  dünyadan soğutma hızı daha fazla oluyor.

Camlar Şehri'ni ben çok sevdim. Daha olgun karakterler okuduğumu düşünüyorum. Kitap boyunca var olan aksiyonun yanında diğer duygular hiç eksik edilmedi bana göre. Her şey fazlası ile dozundaydı. Sadece Jace'in ben acıların çocuğuyum, dert babasıyım tavırlarını uygun bulmadım. ( Sanki yazar her kitapta bir karakteri gözüme batırıp nefret ettirmeye çalışıyor.) Bunun dışında elim kalbimde bir an bile sıkılmayarak bitirdim kitabı. Kan, ter ve gözyaşı bir an bile eksik olmadı, cani yazar sağ olsun.


Küller Şehri - Kitap Yorumu (Ölümcül Oyuncaklar #2)

 


ARKA KAPAK

Komada bir anne ve dünyayı yok etmeye kararlı bir baba.. Clary Fray, kurtadamlar, şeytanlar ve gizemli Gölgeavcılarıyla dolu, ürkütücü New York yer altı dünyasına doğru sürükleniyor. Geçmişiyle ilgili öğrendikleri yalnızca başlangıç. Şimdiyse dünyanın kaderi Clary'nin ellerinde. Yeni keşfettiği güçlerini ustaca kullanmayı ve asla kendisinin olmayacak bir erkeğe karşı hislerini dizginlemeyi başarabilecek mi?

"Vampir Avcısı Buffy hayranları bu seriye bayılacak."
-Publishers Weekly-

"Sevgili Edward ve Jacob, ikinize de tapıyorum ama haftasonu Jace'le olacağım. Üzgünüm! Sevgiler, Stephenie."
-Stephenie Meyer-
(Tanıtım Bülteninden)




YORUM

... Birdenbire Clary 4 yaşındayken gittiği plajı hatırladı. Aniden rüzgar gelip o kadar uğraşarak yaptığı kumdan kaleyi yıkınca kıyameti koparmıştı. Annesi ona isterse yeniden yapabileceğini söylemişti ama Clary ağlamayı kesmemişti, çünkü asıl önemli olan, kalıcı olduğuna inandığı bir şeyin kalıcı olmadığına, sadece rüzgarın veya suyun bir dokunuşuyla yıkılabilecek, kumdan yapılmış bir şey olduğunu görmekti.

Kitap hakkında ne desem ne söylesem bilemiyorum çünkü sonuna kadar nefes almayı unuttum. Çok çok hareketli bir an bile yavaşlamayan, azıcık yavaşladığı zamanda karakterleri öne sererek bu sefer de sinirden kök söktürecek bir devam kitabı Küller Şehri.

Kitap ilk kitabın bitiminden çok az bir zaman sonrası ile devam ediyor. Yani kaybettiğimiz bir zaman farkı yok. Kitapta en çok bu noktayı sevdim işte ben, yazar uzun zaman aralıkları ile okuyucu yormuyor. Uzun uzun anlatmıyor, hemen işe koyuluyor. Ve okuyucu da sonunu okuyana kadar nefesini tutuyor hâliyle.

Ben Ölümcül Oyuncaklar serisinde en çok karakterlerin kendi yaş aralıklarındaki gibi normal davranışlar sergilemelerini seviyorum. Bu kitapta da gerçekten bu olayın dibine kadar indik. Mesela bir ergenin evi terketmesini, sonra diğerinin saçma seçimler yapıp hayatıyla ilgili önemli bir değişiklik yapmasını ve diğerinin duygularına kesinlikle hâkim olamamasını o hareketliliğin, bir an bile durmayan heyecanın içinde okuduk. VE BEN SİNİR OLDUM. GERÇEKTEN YAZAR, ÖZELLİKLE BİR KARAKTERE O KADAR ODAKLANMIŞTI Kİ BU BENİ SİNİR ETTİ. Zaten kitabı da benim için aşağı çeken o karakterdi.

Devam kitapları hakkında çok fazla yorum yapamıyorum çünkü gidişat fazlaca spoiler içeriyor. Bu yüzden Küller Şehri hakkında da söyleyecek pek bir şey yok. Nefes aldırmayan,  sinir eden ve az buçuk üzen bir devam kitabıydı. Üçüncü kitabın yorumu ile görüşmek üzere, sevgiler ♥️

KEMİKLER ŞEHRİ - KİTAP YORUMU ( ÖLÜMCÜL OYUNCAKLAR #1)

 


ARKA KAPAK

Vampirler, kurtadamlar, periler, gerçek aşk ve aklınızı başınızdan alacak daha birçok şey. Ölümcül Oyuncaklar hafızanıza kazınacak!

On beş yaşındaki Clary Fray, New York’ta Pandemonium Kulüp’e doğru yola çıktığında bir cinayete tanıklık edeceği hiç aklına gelmezdi.
Hele ki, bu cinayetin daha önce hiç görmediği acayip silahlara sahip tuhaf dövmeli üç genç tarafından işleneceğini hayatta düşünemezdi! Clary, polisi arayabileceğini biliyordu fakat ceset bir anda ortadan yok olunca ve canileri Clary’den başka kimse göremediği için durumu açıklamak pek kolay olmayacaktı!

Clary’nin onları görebilmesine çok şaşıran katiller kendilerini Gölgeavcıları olarak tanıtacaktı. Yani, dünyayı şeytanlardan arındırmaya ant içmiş gizli bir kabile!




YORUM

"O an Jace anladı. İnsanların neden el ele tutuştuklarını idrak etti. Önceden hep bunun bir çeşit sahiplenme hareketi olduğunu düşünürdü. O benim, mesajı gibi gelirdi ona. Ama öyle değildi. Bu, temas kurmakla ilgiliydi. Sözcükler olmadan konuşmakla ilgiliydi. Seni yanımda istiyorum, demekti. Gitme."


Çok uzun zaman önce sanırım lise son sınıfta okumuştum, Kemikler Şehri'ni. Hızlı hızlı okumak zorundaydım, hem sınav senemdi hem de okul kütüphanesinden sırayla alınacak kadar popülerdi.

Çok sevmiştim. Çok orijinal, çok eğlenceli tam  o zamanki yaşıma uygun, kalbimi pıt pıt ettirecek kadar tatlı bir kitaptı.

Kitabı ilk elime aldığımda, aynı hisleri yeniden yaşamam sandım ama gerçekten yanılmışım. Hâlâ okurken kikirdeyip, yaratılmış dünyayı okurken hayran kaldım. Çok özgün olmakla birlikte bu kadar çetrefilli bir dünya kurup, karakterlerinin rengarenk oluşu bana kitabı gerçekten hayranlıkla okutturdu.

Hiç kuşkusuz kitabın en sevdiğim yönü, karakterlerinin o uçuk ergenlik dönemini, gelgitli duygularını çok iyi yansıtmasıydı. Çünkü karakterler bu halleriyle hem bir parça gerçeklik barındırıyorlar hem de fantastik bir kurguda ergen olmanın nasıl bir şey olduğunu okura tam anlamıyla gösteriyorlardı. Aptalca kararlar alsalar bile bunun bir kılıfı var ama genç yetişkin kurgulardan beklenilmeyecek kadar mantıklı kararlarda alabildiler. Bu da hiç kuşkusuz kitabı sevme nedenlerimden birisi sanırım.

Devam kitaplarını yakın zamanda okumak istiyorum ama bu aralar fazla meşgulüm. Eğer zamanımı uygun bir şekilde planlarsam en kısa sürede devam kitaplarının yorumları ile görüşürüz.

Fantastik kurgu seven her yaştan okura önerimdir. 


 

Hunharca Okuyan Kız Template by Ipietoon Cute Blog Design and Bukit Gambang