8 Eylül 2016 Perşembe

İSYANKAR - KİTAP YORUMU ( İSYANKAR #1 )



ARKA KAPAK 

O, KARDEŞİ İÇİN HAYATINI TEHLİKEYE ATACAK KADAR CESURDU.
O, HAPSOLDUĞU KAFESİN PARMAKLIKLARINI YIKMAYA ÇALIŞAN BİR KUŞTU.
O, SADECE ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN SAVAŞAN BİR KÖLEYDİ.
VE SONRA O KÖLEDEN BİR KRAL OLDU. 
Edith Rosa Lofts, o gün gözlerini açtığında her zaman olduğu gibi bir Köle’ydi ve o sıradan günlerden birinin onu beklediğini düşünüyordu. Onun günlük rutini belliydi: Kalkacak, Elitler’e hizmet edecek, eve dönecek, uyuyacak ve yeniden kalkıp bu kısır döngü içerisinde yuvarlanacaktı.
 
Peki, sıradan maskelerin ardına sığınmış o günde, Edith’in hayatının büsbütün değişeceğini kim tahmin edebilirdi ki? Cevabın, Edith olmadığı kuşkusuzdu.
 
Başına yediği bir mermi ile zihni tepetaklak olan Edith’in, kendini ölü zannederken canlı bulması; boyun eğdiği düzeni paramparça edecek ilk adımdı. İkinci adımsa, gözlerini açtığı yerin ona bugüne dek ne denli kör ve sağır, gerçeklerden uzak yaşadığını gösteren bir nevi ayna olduğuydu. Üçüncüyse…
Edith’in içindeki isyankar ruhun gözlerini açışıydı.
 
Azılı düşmanlarla, adaletsizlikle, kalbindeki karşılıksız aşkla ve kendi değerleriyle çatışan bir kızın hikâyesi olan İsyankar’ı bir solukta okuyacaksınız.





YORUM


Merhabalar! Ephesus Yayınları'ndan çıkan , distopya üçlemesinin ilk kitabı olan İsyankar'ın yorumuyla sizlerleyim🙏


Kitap daha çıkmadan , hatta yazarı ile imzalar yeni atılmışken ; distopya üçlemesi diye bahsedilen İsyankar ı merak içinde bekliyordum .Biliyorsunuz , distopya ve fantastik üzerine yazılmış kitaplar ülkemiz yazarları tarafınca nadir ele alınıyor.
Özellikle "Distopya" türün de kitaplar , büyük bir bilgi birikimi , tecrübe isteyen tür de kitaplar . İsyankar , yazarın genç yaşına ve dahası ilk kitabı olmasına rağmen, çok güçlü bir sisteme , orijinal diyemesek de türdaşlarından bir tık özgün bir kurguya sahip.

Kitabımız dört kasta bölünmüş halkın en düşük kastında yaşayan Edith Rosa Lofts'un kardeşini kurtarmak için küçük bir isyan girişiminde bulunmasıyla başlıyor.Bu küçük girişim , kafasından vurulup , yaşadığı kentten çok uzak da kalan hapishaneye gönderilmesi son buluyor maalesef . İsyankârlar arasın da , yeni bir düzen kurmak amacıyla toplantılar yapıldığını gören isyanın yüzü Edith Rosa Lofts'un acımasız düzeni yıkmak için planlar kurup , savaş hazırlıklarına başlamasıyla kitabımız devam ediyor.

İsyankâr ; distopik bir kitap olması nedeniyle oldukça acımasız bir kitap.Kast sisteminin o acımasız düzeni , sizi okurken titretip , bir yerden sonra size bu kadar da sadistlik olmaz be 😂 dedirtiyor.
Sistemdeki var olan acımasızlığa örnek verecek olursak ; toplumun en düşük, en acımasız bölümünde yaşayan Kölelerin doktora gitmesi yasak.Hasfa olurlarsa , yaralanırlarsa kendileri iyileşmek zorunda . Hiçbir yardım , hiçbir merhamet göstergesi yok. 
En yüksek bölüm de yaşayan Elitler ise her türlü üst düzey teknolojiye , yiyeceğe, barınağa sahip.Ama bunları Köleler yapmak zorunda . Elitler , adları gibi elit yaşama sahip. Köleler ise hizmetkarları.


İlk başta sistemi çözmeye çalışırken, sizlere daha önce de söylediğim gibi olağan kast sistemini Platon'un Devlet'ın de ki Ütopik kast sistemine benzettim. Rahipler , Askerler , benzerdi. Ancak İsyankar da ki acımasızlık, devlet büyüklerinin umursamazlığı yönüyle zerre alakası olmadığını gördüm. 

Kitap ilk 50 sayfadan sonra alışılmışın dışında bir tempoyla başlıyor , distopik kitapların klişeleşmiş ilk 100 sayfa durağanlığına sahip değil.

Var olan sistemi yazar oldukça açık bir şekilde okuyucuya yansıttığı için, aklımız da ne soru işareti ne de başka bir şey kalıyor. Öylece dalıveriyoruz kurguya .

Ana karakterimize gelecek olursak , Edith Rosa Lofts  ,son sayfadaki davranışları ile beni kendinden açıkça nefret ettirdi.
Özellikle ana karakter olması nedeniyle seveceğime inandığım , ancak kitap boyunca hiçbir davranışını onaylamadığım , eh söylediğim gibi o son sayfalarda ki yaptığı delilik , neticesinde benden tam puan alamadı.

Bir kitabı okuyucuya sevdiren , genellikle karakterleridir biliyoruz ki. Ancak İsyankâr, benim için kurulan sistem , zafere giden yol , yazarın genç yaşın da satırlara döşediği o acımasızlık bakımından etkiledi.

İlk kitap , ilk heyecan olmasına rağmen, ülkemizde işleniş bakımından pek tutulmayan bir türü , ince şekillendirip okuyucuya sunması gerçekten cesaret gerektiren , tebrik edilesi bir durum.

Karakterlerinin gelişimini , devam kitabın da daha iyi işleyip, olgun olan bir kitaba yakışan , daha olgun karakterler ile gelirse z gerçekten ama gerçekten iyi bir üçleme olacak. Buna gerçekten inancım tam.

Puanım ; 3/5

 

Hunharca Okuyan Kız Template by Ipietoon Cute Blog Design and Bukit Gambang