ARKA KAPAK
Sene 1945.
Eski bir savaş hemşiresi olan Claire Randall, evine dönmüştür. Tekrar bir araya geldiği eşiyle ikinci bir balayına çıkar. Salisbury Düzlüğü’nde bulunan tarihi taş çemberini ziyaret ederler. Bu taşlardan birine dokunan Claire birden kendini, savaş yüzünden yıkılmış ve gruplaşmış sınır baskınlarına maruz kalan İskoçya’da bir yabancı olarak bulur. Sene 1743’tür.
Anlayamadığı güçler tarafından zaman içinde geçmişe savrulan Claire, hayatı için tehdit oluşturabilecek mülk sahipleri ve casusların arasına düşmüştür. Cesur bir İskoç savaşçısı olan James Fraser, Claire’e öyle sınırsız bir aşk sunar ki, genç kadın sadakat ve tutku gibi iki zıt duygunun arasında sıkışıp kalır. Farklı zamanlarda yaşayan ve hiç ortak özellikleri olmayan bu iki adam arasında bir seçim yapması gerekmektedir.
'Kanın benim kanım,
Kemiğin benim kemiğim
Bir olabilmemiz için vücudumu
Ölene kadar da ruhumu sana sunuyorum...'
Hafifçe omuz silkti. 'Aslında diğer yeminlerle aynı, bu belki biraz daha ilkel...'
Sarılı bileğime baktım. 'Evet, bu konuda hemfikirim.'
'Evet, Sassenach,' dedi sesinde hafif bir keder vardı. 'Senin efendinim... Sen benimsin. Kendi ruhumu kaybetmeden seninkine sahip olmam imkansızdı.'
Herkese Merhabalar!
Hayatınızda okuyabileceğiniz en duygusal , en tarihi , en fantastik , en aşk dolu , en tatlı , en entrikalı ve en acımasız yani kısaca içinde her türlü en'i barındıran kült serinin aynı adla çıkmış ilk kitabı Yabancı yorumuyla bugün sizlerleyim.
Asıl yoruma geçmeden önce kitabın bende bıraktığı duygusal yoğunluk ve yerine başka bir şey konulamayacak şekilde derin bir izler bıraktığını söylemeliyim.
Kitabımız her ne kadar "olaylar" etrafında çevrelenmiş tarihi roman özelliği taşısada , duygu yoğunluğu, verdiği,vereceği o anlamsız hisler silsilesi açısından tam anlamıyla romantik ve dram kitabı.
Tarihi yoğunluk, ikili ilişkilerin anlamsız çekiciliği, hikayeye renk katarak zaman yolculuğu temasıyla Yabancı tam anlamıyla efsane kitaplardan biri oldu benim için.
Kitabı edinip , okunacaklar listemin en sonunda bir yerlere koyduğumda tek isteğim kitaba , seriye başlamak için deli cesaretiydi.
Ve bu deli cesareti ise 2016 yılının son ayında okuyacağım ilk kitap olarak Yabancı 'yı seçmemle ortaya çıktı
Seriye başlama korkum , serinin kitaplarının tuğladan hallice kalınlıkta olması ve çevreden duyduğum asılsız bilgiler ile "sıkılacaksın ! " kelimesini sıklıkla duymam ile başladı.
Ve bu deli cesareti ise 2016 yılının son ayında okuyacağım ilk kitap olarak Yabancı 'yı seçmemle ortaya çıktı
Seriye başlama korkum , serinin kitaplarının tuğladan hallice kalınlıkta olması ve çevreden duyduğum asılsız bilgiler ile "sıkılacaksın ! " kelimesini sıklıkla duymam ile başladı.
Ve şimdi sizlere bu yorumda anlatmak istediğim iki ana şey var ;
1) Tuğlalardan korkmamanız aksine sevmeniz gerektiği ve
2) Asla ordan burdan duyduğunuz sözlere inanmamanız gerektiğini vurgulamak
2) Asla ordan burdan duyduğunuz sözlere inanmamanız gerektiğini vurgulamak
Öncelikle Yabancı kurgusu itibariyle sürekli olay akışı içerisinde. Tarihi bir boyutu olduğu için de bu olay akışı hiçbir şekilde hız kesmeyip , o dönemin entrikaları, savaşları ve insanları nedeniyle daha renkli daha heyecanlı bir hale geliyor. Bu olaylarda kitabın başından sonuna kadar akıcılığı , sürükleyiciliğe sahip olmasının sağlıyor haliyle.
Kitabımızın,bir serinin başlangıç kitabı olmasına rağmen bir yavaşlığı, o klişeleşmiş ilk kitap da olan karakter tanıtımı, ortam tanıtımı amacı taşımıyor.
Direk kurgunun içine aniden dalıveriyorsunuz. Ana karakterimiz Claire ile o sihirli taşlara dokunmuş ve birden kendimizi onunla birlikte geçmişte bulmuşsunuz gibi.
Ve bu tarihi kurgu da bir nevi olayın içine çekilmenin için ana etkenlerden biri bence . Çünkü "gerçeklik" okuduğumuz anda bizi içine çekiyor , Claire'ın anlatımı derin bilgisi ile bu olay taçlanıyor okuyucunun nezdinde .
Çünkü bu kurgu bir nevi gerçek..
Çünkü bu kurgu bir nevi gerçek..
.
Objektiflik konusunu hiçbir anlamda tartışamayız , kurgunun gidiş yönü tamamen farklı ama okuyucuya aktardığı gerçek olaylar silsilesi kitaba farklı bir gözle bakmamızıda sağlamıyor değil .
Objektiflik konusunu hiçbir anlamda tartışamayız , kurgunun gidiş yönü tamamen farklı ama okuyucuya aktardığı gerçek olaylar silsilesi kitaba farklı bir gözle bakmamızıda sağlamıyor değil .
Yabancı bana göre "tezat" kavramınıen açık bir şekilde içinde bulunduran en nadide eserlerden birisi.
Konu çeşitliliği, birbirlerine zıt duyguların hepsini bir şekilde biz okuyoruz Yabancı'da.
Kitabın bir diğer harika yönü olgun , aklı başında karakterlere sahip olması.
Claire , kitaba en başından beri renk katan , olgunluğu ve zekası ile yön veren ,son derece hoşuma giden kendine bir takım tavırlarıyla hayran bıraktıran bir karakter.
Başına gelen talihsiz olaylarlardan sonra cesaretinin hiç kırılmadığına , ailesine , aşkına sahip çıkan bana göre oldukça fedakar bir karakter.
Aşkına da son derece saygı duyduğumu belirtmeliyim.
Bir diğer ana karakterimiz , gönüllerin efendisi , kalbimizin fatihi Jamie Fraser dan bahsetmeden geçersen sanki okuduğum kitaba ihanet olacakmış gibi geliyor .
Onun o güzel kalbi , düşünceleri , hayran olunası cesareti ve yaptığı o büyük fedakarlıklar, şuana kadar okuduğum tüm romanların erkek karakterlerini gözümde sildi sadece kendini bıraktı o derece
Onun o güzel kalbi , düşünceleri , hayran olunası cesareti ve yaptığı o büyük fedakarlıklar, şuana kadar okuduğum tüm romanların erkek karakterlerini gözümde sildi sadece kendini bıraktı o derece
Karakterlerin aralarında var olan yaş farkına rağmen birbirlerini son derece iyi tamamladıklarını düşünüyorum ben .
Jamie 'nin Claire başa çıkma sahneleri kitapta gerçekten sevilesi yerlerden biri oldu benim için.
İkisinde de var olan zeka ve olgunluk , düşünce tarzlarının aynı olmasına , hissettikleri o derin aşk ise kitaba renk katan tutkunun açığa çıkmasına neden olmuş.
İyi ki de olmuş
Jamie 'nin Claire başa çıkma sahneleri kitapta gerçekten sevilesi yerlerden biri oldu benim için.
İkisinde de var olan zeka ve olgunluk , düşünce tarzlarının aynı olmasına , hissettikleri o derin aşk ise kitaba renk katan tutkunun açığa çıkmasına neden olmuş.
İyi ki de olmuş
Serinin diğer kitaplarında neler olur bilmem , tahminim de yok ama benim için , gerçekten hissedilebilen çiftlerden biri oldular.
Kitap da değineceğim bir diğer nokta ise yazılan her günümüz kitabının yüzde ellisinde mutlaka bulunan mükelleştirilmiş karakterler içermemesi.
Okuduğumuz hiçbir karakter mükemmel değil , karakterlerin kusurlarını yazar örtmemiş , apaçık bir şekilde göstermiş. İşte bu da bir yönden kurguyu başta da dediğim gibi inanılır ve gerçek kılıyor.
Son sayfalarda ki o ağır olayı ben gerçekten beklemiyordum. Tamam tahminim vardı ancak bu kadar ağır sonuçlar getirip, bir de karakterin psikolojik olarak çökmesini , okuyucunun üstüne ağır bir hüzün dalgası itip , bununla başa çıkmasını sağlamak bence cesaret işi.Ki öyle yenilir yutulur , hazmedilir bir olay değil , gözyaşlarını sel olduğunu , yüreğimin dağlandığını belirtmeliyim.
Eh böyle bir acı , böyle bir sınav bu kitap için gerekli miydi diye soracak olursanız ; takındığım tavır , istediğim şey her ne kadar gereksiz bir olay olduğu konusunu bana hatırlatsa da , kurgunun gidişatı yönünden gerekliydi.
Bir sınavdı , sonuçları oldu ve başa çıkıldı.En azından kitabın görünen kısmında başa çıkıldı ben hala olayı hazmetme aşamasındayım .
Sonuç olarak fazla uzatmadan enlerin , zıtlıkların , benzersiz kurgunun en nadide örneği Yabancı'yı sizlere önermeden geçemeyeceğim.
Bana her anlamda ikilemleri yaşayıp bir sayfasında kahkahalara boğularak ,diğer sayfasında salya sümük ağlatabilen ender kitaplardan birisiydi.
En önemlisi gerçek dışı bir hikayeyi son derece gerçek olaylar silsilesi ile birleştirip kocaman , devasa bir seri yazmak her yazarın harcı değil.
Sayfa kalınlığına, kitap fazlalığına aldırmayıp , benim gibi deli cesareti ile başlamayı düşünenlere hemmen başlamaları gerektiğini öneriyorum .
Aylarca sürekli elim gitti geldi. Tanıtım yazısı bana uçuk gelmişti. Sonra bir gün okumak istiyorum diyerek başladım. İlk bir kaç sayfada sıkıldım. fakat o sahne hani Frank'ın Jamie'inin hayaletini gördüğü Claire'i izlediği o sahne vardı ya okuduğum anda tüylerim diken diken oldu ve ben ondan sonrası nasıl bitti anlamadım. Sonrasında çevremde olan bütün kitap kurtlarına nolur şu kitabı okuyun üzerinde konuşmak istiyorum dedim. Ama hiç kimse o tuğalara yanaşmak istemedi. Benim okuduğum en güzel kitaplardan biriydi Yabancı serisi. güz davullarına kadar geldim.Claire'in geçmişe gitmesi bile öylesine mümkün geliyordu ki hiç şaşırmadım. Hatta bir ara ben de gitsem bir Jamie bulur muyum diye düşünmedim değil :D Bence de herkesin okuması ve kitaplığında bulunması gereken kitap serisidir. yüreğinize sağlık. Benim gibi bayılan birini bulunca çenem düştü. Ne kadar içimde biriktirdiysem hahaha :D
YanıtlaSilMerhaba :) Bahsettiğiniz sahne de bende acayip etkilenmiş , bunun açıklamasını kitapta görecekmiyim acaba heyecanı sarmıştı.İyi bir kitap söz konusu olduğunda bnde çenemi tutamayıp konuşurda konuşurum yorumdada göreceğiniz gibi kendimi tutamayıp dağa taşa haykırma işlemini gerçekleştirmişim :D bu yüzden sizi en iyi ben anlıyorum :) Güzel düşünceleriniz için teşekkür ederim :)
Sil