ARKA KAPAK
Solaris İmparatorluğu, başkenti birleştirmeye bir zafer uzağındaydı ve nadir görülen büyüsel bir yakınlığın sahibi, on yedi yaşındaki kütüphaneci çırağı Vhalla Yarl savaşın seyrini değiştirebilirdi.
Vhalla, Büyücüler Kulesi’ndeki gizemli büyü topluluğundan uzak durması gerektiğini bilerek büyümüştü ve kitapların sessiz dünyasında oldukça mutluydu. Ancak farkına varmadan, gelmiş geçmiş en büyük büyücülerden biri olan Prens Aldrik’in hayatını kurtardıktan sonra, yavaş yavaş onun dünyasına doğru çekildiğini hissediyordu. Şimdi önünde vermesi gereken zor bir karar vardı: Ya büyüsünü kabul edip bildiği hayatı terk edecek ya da büyücülükten defedilip eski haline dönecekti. Gölgelerde dolanan kudretli güçlerle birlikte, Vhalla’nın kararsızlığı ona sandığından çok daha fazlasına mal olacaktı.
“Hava Uyanıyor’a bayıldım! Bu romanda Operadaki Hayalet ve Külkedisi, Elise Kova’nın mükemmel bir şekilde yarattığı dünyada bir araya gelmiş.”
– Michelle Madow, Elementals Serisi’nin yazarı
“Bu kitabı elimden bırakamadım. Ne yaptığımı bile fark etmeden sayfaları birbiri ardına çevirmiştim bile.”
– The Fandom.net
“Sevgili kitap tanrıları, teşekkürler. Bu harika eser için teşekkürler.”
– Rachel E. Carter, The Black Mage Serisi’nin yazar
YORUM
Vhalla sert bir şekilde, "Prens olmanın, hatalarının bedelsiz olmasını sağlaması ne büyük şans, değil mi?" dedi.
Prens keskin bir tavırla hemen, "Bedeli var," diye yanıtladı. "Bedeli senin güvenini kaybetmek oldu."
Hava Uyanıyor, sanırım bir sene önce çok büyük bir reklam ile piyasa sunulmuş, yayınevinin bana göre kitabın kıymetini bilememesi yüzünden adeta parladığı gibi sönmüştü. Eh, ben de popülerizmin kölesi olduğum o dönemde (hâlâ öyleyim çaktırmayın lütfen) çıktığı gibi aldım kitabı tabi ama ilginin yavaşça üzerinden çekilmesi, birkaç olumsuz yorum kitaba olan heyecanımın bir anda sönmesine neden oldu ve sonuç olarak kitaplığımda unutulup gitti.
Sizlere uzun uzun kurulan fantastik evrenden bahsetmeyeceğim ama eğer benim gibi sizler de kitabı kitaplığınızda unutup gittiyseniz, hatırlatmak boynumun borcu bana göre. Zira aynı torbadan çıkma klasik fantastik türünde bir kitap değil Hava Uyanıyor. Doğu, Batı, Kuzey ve Güney olarak bölünmüş bir imparatorlukta, bazı insanların elementlere hükmetmesi nedeniyle onları büyücü olarak nitelendiren bir dünyada yaşayan bir kütüphaneci çırağının adeta hayal dünyasından çıkmasını, gerçek hayatla yüzleşmesini işliyor kitabımız. Bir fantastik klişesi olarak da prensi kurtarmak için kütüphaneden yardım isteyen sarayın, kahramanımız Vhalla'nın canla başla bilgi toplamaya çalışırken yıllardır ortaya çıkmayan Rüzgârgüdücü büyüsü ile prensi kurtararak onunla arasında bir bağ kurmasını da konu ediniyor.
En başta kitabı sevmeme asıl neden olan şeyin Vhalla'nın güçlerinin uyanma süresini, ona alışma sürecini tam anlamıyla hiçbir ayrıntıyı atlamadan yazarın teker teker işlemesi olduğunu söylemeliyim. Sıradan bir kütüphaneci çırağıyken, kendinin farkında bile olmayan çocuk-kadının (kendini sürekli böyle niteliyor karakterimiz, ben onun yalancısıyım) evre evre güce ayak uydurmasını, onu hakkında kitaplar okuyup araştırmalar yapmasını işliyor yazar bu kitapta. Bu yüzden de kitapta aksiyon sever kitlenin hayal kırıklığına uğrayacağını söylemeliyim. Ama ben daima ayrıntı sever bir okuyucu olduğum için ilk kitap için aksiyon dozunun bana yeterli olduğunun ve serinin devam kitapları için kafamda bazı küçük detaylar dışında soru işareti bırakmadığının kitap bitince net olarak farkına vardım.
Ama şöyle bir şey var ki kitabımız Genç Yetişkin-Fantastik türünde bir kitap ve bu kitapların olmazsa olmazı ana karakterin sürekli hata yapma durumu da es geçilmiyor kitapta. Vhalla'nın bazı kararlarını, nedenleri ve sonuçları ile ben destekledim yalan yok. Ona daima kötülük olarak baskılanmış özel güçlere isyan etmesini her normal bir insanın tepki vereceği gibi davranışlar ile sergilemesi kitabı bir tık gerçekçi kılmıştı bana göre. "Aa ne güzel benim özel güçlerim var, gideyim de prensleri tavlayayım, herkese iş atayım!" tarzı bir kabüllenme süreci yaşamadığı için de Vhalla'ya saygım sonsuz. Ama bunların dışında aşırı tepki verme, birtakım yaşına uymayacak aptallıkları ile de beni sinir etmedi değil tabi ki.
Serinin bu kitabında türlerinden biri olan Genç Yetişkin edebiyatının daha fazla işlendiğini düşünüyorum ben. Başlangıç kitabı, kitabın ana konusu zaten belli ama asıl önemli kurgu işlemek olunca yazarın Genç Yetişkin klişelerinin bolca ekmeğini yediğini okuduktan bir süre farkına varıyorsunuz. Var olacak bir aşk üçgenin ipuçları daha başından beri veriliyor zaten, azıcık da imkânsız bir ilişki eklenince devam kitaplarının heyecandan ellerimi titrettiğini belirteyim.
Eh, bu kadar klişe klişe dedim nerede bu kitabın özgünlüğü diyecek olursanız var olan veya devam kitaplarında var olacak kitabın fantastik tarafı. Vhalla'nın kitapta yavaş yavaş işlense de güçleri tam bir muamma, bunu kendine yedirme süreci işlendi ama kullanacağı zaman neler olacağı, prens ile aralarındaki bağın bu güce etki edip etmeyeceği okuyucuyu heyecanlandırmaya yeter de artar bile. Eğer yazar orijinal denilebilecek kurguyu kitapta kullanmasını bilirse ikinci kitap efsane olacak gibime geliyor (Çok amin).
İkili romantik ilişkilere gelecek olursak bu kitapta başlangıç seviyesinde olduğu için fazla yorum yapamıyorum ama Vhalla ve Prens Aldrik'in başlangıçtaki mektuplaşmalarını aşırı sevdiğimi, her karşılaştıklarında aralarında özel bağın okuyucuya tam dozunda hissetirilmesi çok hoştu.
Son olarak bahsetmeden geçemeyeceğim bir olay var. Seri yurtdışında tamamlanmış durumda ve Goodreads kullanıcıları tarafından epeyce seviliyor. Bu yüzden yayınevinin var olan tamamlanmış bir seriyi çevirmemesinin rahatsızlığı içindeyim açıkçası. Kitap çıkalı tam olarak bir sene oldu ve ikinci kitabın çeviride olmasından başka aldığımız bir haber yok. İlk başta bu kadar şaşalı reklamı yapılan ve türdaşlarından daha güzel olan bu kitabın neden kıymetinin bilinmediğini anlamıyorum. Umarım en yakın zamanda ikinci kitap haberini alıp serinin diğer kitaplarına da kavuşuruz diyerek Fantastik ve Genç Yetişkin türünde okumayı seven, özellikle de Element bükme gibi konulara hayranlık duyanlar için Hava Uyanıyor'u hiç kuşkusuz öneriyorum.